Parti Programı

TÜRKİYE’NİN MEVCUT PROBLEMLERİ VE ÇÖZÜMLERİ

I.  İÇ POLİTİKA

1) DEVLET İDARESİ

         A- Sorunlar

         Millî egemenlik hakları çeşitli siyasî kararlar ve yaptırımlar ile milletin elinden alınarak siyasî liderlerin inisiyatifine bırakılmıştır. Seçmenler iktidar ve muhalefet vekillerini delegelerin ve parti başkanlarının dayattığı adaylara oy vermek zorunda bırakılmaktadır. Dolayısıyla TBMM Türk halkını gereği gibi temsil etmemektedir.

         Kuvvetler ayrılığı ilkesi yok sayıldığı için ortaya çıkan tek adam rejimi ile yürütmenin yargı ve yasama üzerindeki kontrolü ele geçirilmiş, sonuç olarak ülkenin hukukî ve idari dengesi bozulmuştur.

         Ayrıca Devlet işleyiş mekanizmaları ile denetimden uzak, şahsî ve yakın çevrelerinin menfaatlerinin önde tutularak liyakatsiz ve sadakatsiz bireylerin yönetime getirilmesi sebebiyle ekonomik ve sosyal yapılar iflas etmiştir.

         Milletin temsilcileri olan meclis üyeleri, bağımsız politikalar üretemez hâlde yetkinliğini kaybetmiştir. Bu durum, devlet mekanizmalarının işlevsiz hâle gelmesine, ekonomik ve sosyal krizlere neden olmuştur. Denetim ve şeffaflık olmadan devlet kaynakları kişisel menfaatler doğrultusunda kullanılmış, kurgulanmış ve planlanmış sınavlar ve mülakatlarla atanmış, liyakatsiz ve beceriksiz kişilerin idaresi ile, yandaşlar için rant ve ticaret merkezleri hâline dönüşmüştür.

         B- Çözümler

         1.  İNKILAPÇI DEĞİŞİM

         Cumhuriyetimizin kurucu değerlerinden uzak, topyekûn bir yönetim anlayışıyla şekillenen mevcut sistem bir ân evvel değiştirilerek; özümüze töremize uygun bir seçim ve yönetim anlayışı benimsenerek, kuvvetler ayrılığı ilkesine bağlı kalınarak Atatürkçü/Kemalist Devlet Modeli yeniden inşa edilecektir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu ve önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün izlediği yol ve devlet stratejileri en ince ayrıntılarıyla takip edilip uygulanacaktır.

         En temel ilkemiz; inkılapçılık ilkesi ile siyasi, mali, iktisadi, adli, askeri, kültürel ve benzeri her hususta güncellenecektir.

         Liyakat temelli kamu personeli atamaları ve denetim mekanizmaları güçlendirilecektir. 

         Kamu ihalelerinde şeffaflık ve yolsuzlukla mücadele politikaları geliştirilip uygulanacaktır. Öyle ki, Devletin işleyişinde sürdürülebilir ve denetlenebilir mekanizmalar gereği denetçilerin dâhî denetlenmesini esas alan yargılanabilir bir adalet anlayışı ile hiç kimse denetimden muaf tutulmayacaktır.

         2.  ANAYASA (ATATÜRK’ÜN YAPTIĞI SON REVİZYONLAR DÂHİL)

         1923 yılında kurulan, 1924 yılında Anayasası yapılan Devletimizin kuruluş ayarları güncellenerek günümüze uyarlanacaktır.

         Üniter Devlet Yapısı, demografik yapı, tek resmi dil Türkçe, vatandaşlık tanımı, kuvvetler ayrılığı, Laiklik, Cumhuriyet rejimi, Türk Devrimleri, Türk Milletinin egemenlik hakları, Devletimizin ve bayrağımızın adının işlendiği Anayasa maddeleri (1-2-3-4-5-6- 8-10-14-17-24-41-42-66-174) tartışmaya kapalıdır.

         Anayasa reformlarıyla kuvvetler ayrılığı ilkesini anayasanın değiştirilemez maddeleri arasına dâhil ederek koruma altına almak suretiyle yargı bağımsızlığı yeniden sağlanacaktır.

         3.  DEVLET KURUMLARI 

         Yönetimi Türkiye Cumhuriyeti Devletine ait olmayan Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası, millî bir kurum hâline getirilerek ticari alanda varlığı teminat altına alınacaktır.

         Devlet Planlama teşkilatı hayata geçirilecek, 5-10-25-50-100 yıllık kalkınma plan ve projeleri yapılacak, Hükümetler bu planlara sadık kalacaktır. 1000 senelik temel stratejik hedefler ve standartlar oluşturulacaktır.

         Düzenleyici ve Denetleyici Kurumların güvenirliği kuşkulardan arındırılarak tartışmalı hâle gelmesi engellenecek, bağımsız kurumlar hâline dönüştürülecektir. Başta TÜİK olmak üzere yayınlanan istatistiklere güven duyulması sağlanacaktır.

         Sayıştay’ın, vergi denetimi, siyasal iktidarın yönlendirmesinden bağımsız hâle getirilecektir.

         Kamu yönetimi reformu çerçevesinde kurumların yetki, sorumluluk ve hesap verebilirlik unsurları netleştirilecek, yolsuzluk ile ekonomi sistemine meydan vermeyecek bir model oluşturulacaktır.

         YÖK, sürdürülebilir milli eğitimin amacına uygun hale gelecek ve iktidarlardan bağımsız olarak devletin denetleme mekanizmalarından biri olarak işlevselliğini sürdürecektir.

         Diyanet İşleri görev ve sorumlulukları itibariyle aslına geri döndürülecektir. Kurum içindeki yozlaşma kadroların, ehil kişilerle değişimi ile yeniden dizayn edilecektir.

         4.  SİYASİ MODEL

         11 Kasım 1938 yılından sonra çıkartılan yasalar ve yapılan faaliyetler, kurulacak olan komisyonlar tarafından incelenecek, ülkemizin ve milletimizin menfaatine olan anlaşmaların hükümlerine ve kararların uygulamasına bağlı kalınacak aksi takdirde yok hükmünde sayılacaktır. Suçlular hakkında soruşturma açılarak zimmet çıkartılacak ve devletimizin menfaati gereği mal varlıklarına el koyma ve diğer tüm yaptırımlar uygulanacaktır.

         Siyaset kurumu içerisinde kendine yer bulup dokunulmazlık şemsiyesi altına saklanan FETÖ ve PKK gibi ülkemize karşı bölücü ve yıkıcı eylemler içerisinde olan terör örgütleri ile ilişkileri tespit edilenler ve çeşitli iş akitleriyle vergi affı taltif edilen yandaşların silinen vergi borçlarını hukuka taşıyacak, suç ve terör örgütü kapsamında değerlendireceğiz.

         11 Kasım 1938 yılından itibaren çıkan kanunlar ve uygulamalar yeniden yapılandırılacaktır.

         Ülkenin milli menfaatlerini tahrip eden yolsuzluklar soruşturulacak, kamu harcamalarında şeffaflık ve hesap verebilirlik eksikliği giderilip denetlenecektir. Bulunla ilgili www.muhasebe.gov.tr adresindeki sistem üzerinde her kurum bütçesi ve harcamaları işlenerek kamu denetçilerinin takibine ve denetimine sunulacaktır.

         Siyasal partiler ve seçim yasası yeniden ve Türk Töresinin özüne uygun olarak doğrudan demokrasi gereğince katılımcı siyaset modeli ile yapılandırılacaktır.

         Türk Siyasi Partileri tümüyle tam bağımsız millî ahlâki ve kültürel olgunluk kazanmış partilerden oluşur.

         İllegal faaliyetler içerisinde bulunan siyasi partiler devlet yardımından mahrum bırakılarak, suç odağındaki kişi ve kişiler, makam mevkii her ne olursa olsun yargı önünde hesap verecektir.

         Merkezi yönetimle yerel yönetimler arasındaki ilişkilerin siyasal içeriğe dayalı olarak kurulması engellenecektir.

         Doğumdan ölüme toplumun her türlü sorunlarının çözümü için Yerel Yönetimlerin sosyal yönetim biçiminde olması sağlanacaktır.

         5.  YÖNETİM YAPISI

         Türkiye’nin tüm kurumlarının verimli ve organize çalışmasını sağlamak adına kurumlar yeniden yapılandırılacaktır.

         Türkiye’nin ilerlemesi için çok yönlü bir yaklaşım benimsenmesi gerekmektedir. Ekonomik, sosyal ve politik alanlarda atılacak adımlar, ülkenin geleceği için belirleyici olacaktır.

         Büyük Türk Milletinin temsil makamı olan TBMM’de bölücü ayrılıkçı hiçbir fikir ve ideoloji barındırılmayacaktır. Meclisten bağımsız olarak geçici teknokrat hükümeti kurularak, güçlendirilmiş demokratik meclis, gelecek nesillere taşımak adına hizmet verecektir.

         Milletvekili sayısı ve maaşları düşürülecek, Milletvekiline özel kıyak emeklilik ve özel imtiyazlar kaldırılacaktır. Milletvekili’nin emekliliği de ödenen sigorta prim ve gün sayısı üzerinden hesaplanacaktır.

         Milletvekili makamı rant kapısı değil, Türk Milletine hizmet makamı olacaktır. Parlementer sisteme geri dönülecek, parlamentoda da denetim mekanizması etkin hâle getirilecektir.

         Devletin kasasından çalan, yolsuzluk yapan, ahbap kayıran, rüşvet veren ve alan her Milletvekili Bakan, Bürokrat, kamu görevlisi, özel ve tüzel kişilikler Vatana ihanet suçundan yargılanacaktır.

         Yasama, Yürütme ve Yargı ayrılığı güçlendirilecek, Milletin egemenliği güvence altına alınacaktır.

         Cumhurbaşkanı görev süresi 7 yıl olacak, TBMM tarafından ¾ oy çokluğu ile göreve getirilecektir. Genel kabul görmüş ve yeterli formasyonda olacaktır. En fazla iki kez Cumhurbaşkanı görevine seçilecektir.

         6.  SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI 

         AFAD, Kızılay benzeri kuruluşlar milli menfaatlere uygun ve fayda sağlayacak duruma getirilecektir. Tüm sivil toplum kuruluşlarının kuruluşuna, kurumsal amacına, milli çıkarlara uygun çalışmaları sağlanacaktır.

         Toplum bireylerinin STK faaliyetlerine katılımları yaygınlaştırılacaktır.

         Vakıflar Genel Müdürlüğü ve bağlı kuruluşların verimli çalışmaları sağlanacaktır. Denetlenebilirliği adına kurumlarca müfettişler tayin edilecektir.

2) TÜRKİYE’NİN MİLLİ GÜVENLİK VE SAVUNMA SANAYİİ

         A- Sorunlar

         1.  Milli Güvenlikte Karşılaşılan Zorluklar

         Türkiye’nin milli güvenliği, hem iç hem de dış tehditler nedeniyle sürekli bir sınavdan geçmektedir. Komşu ülkelerdeki istikrarsızlıklar, sınır güvenliği sorunları, terör örgütlerinin faaliyetleri ve küresel güç dengelerinde yaşanan değişimler, Türkiye’nin güvenlik politikalarını daha karmaşık hâle getirmiştir.

  • Sınır Güvenliği: Türkiye, Suriye ve Irak, Mavi Vatan olmak üzere hava, kara ve deniz sınırlarında yoğun bir güvenlik riskiyle karşı karşıyadır. Bu bölgelerdeki terör örgütlerinin faaliyetleri, sınırdan yasa dışı geçişler ve silah kaçakçılığı, milli güvenlik açısından ciddi tehditler oluşturmuştur.
  • Terör Tehdidi: PKK, FETÖ, DEAŞ ve diğer radikal örgütlerin faaliyetleri, sadece fiziki güvenlik değil, aynı zamanda sosyal ve ekonomik istikrarı da tehdit
  • Dış Müdahaleler ve Baskılar: Türkiye, jeopolitik konumu nedeniyle uluslararası arenada çeşitli diplomatik ve askeri baskılara maruz kalmaktadır. Bu durum, milli güvenlik politikalarının bağımsız şekilde yürütülmesini zorlaştırmaktadır.

         2.  Savunma Sanayiindeki Sorunlar

         Türkiye, son yıllarda savunma sanayiinde önemli adımlar atmış ve yerlilik oranını artırmaya çalışmıştır. Ancak sektör, hâlâ bazı yapısal sorunlar ve dışa bağımlılıktan tamamen kurtulamamanın getirdiği risklerle karşı karşıyadır.

  • Teknolojik Bağımlılık: Savunma sanayiinde yerlilik oranı artırılmış olsa da kritik teknolojilerde hâlâ dışa bağımlılık devam Özellikle motor teknolojileri, elektronik sistemler ve hassas mühimmat gibi alanlarda dış kaynaklara bağımlılık, Türkiye’nin savunma gücünü sınırlayan bir faktör olmaktadır.
  • Ar-Ge Yetersizliği: Savunma sanayiinde sürdürülebilir bir kalkınma için Ar- Ge faaliyetlerine daha fazla kaynak ayrılması gerekmektedir. Ancak finansman yetersizlikleri ve teknik altyapı eksiklikleri, bu faaliyetlerin yeterince hızlı ilerlemesini
  • Uluslararası Ambargolar ve Kısıtlamalar: Türkiye’nin savunma sanayii projeleri, zaman zaman uluslararası ambargolar ve ihracat kısıtlamalarından etkilenmektedir. Bu durum, özellikle yedek parça temini ve teknoloji transferi konularında zorluklar yaratmaktadır.
  • Nitelikli İşgücü Eksikliği: Savunma sanayiinde yüksek teknoloji gerektiren projeler için yetişmiş insan kaynağı ihtiyacı vardır. Ancak sektör, bu alanda çalışabilecek nitelikli iş gücüne erişimde sorunlar yaşamaktadır.

         3.  Yerli ve Milli Üretimin Önündeki Engeller

         Ülkemiz yerli ve milli savunma sanayiini güçlendirme hedefi doğrultusunda sektörün büyümesi ile bağımsız bir savunma gücüne sahip olacaktır.

         B- Çözümler 

         1.  Milli Güvenlikte Etkin Politika ve İş Birlikleri

         Sınır güvenliğinin artırılması için ileri teknolojiye sahip gözetim sistemleri ve insansız hava araçları (İHA) daha yaygın şekilde kullanılacaktır.

         Terör örgütleriyle mücadelede uluslararası iş birlikleri güçlendirilerek, bölgesel istikrar sağlanacaktır.

         Diplomatik kanallardan yürütülen güvenlik politikaları, Türkiye’nin jeopolitik önemini avantaja çevirecek şekilde planlanacaktır.

         2.  Savunma Sanayiinin Güçlendirilmesi

         a) Ordu

         Siber güvenlik ve teknoloji transferi için uluslararası iş birlikleri geliştirilecektir. Türk Polis Teşkilatı yeniden yapılandırılacak, Polis Akademisi ve Polis Koleji kurulacak, çalışma koşulları iyileştirilerek, özlük hakları verilecektir.

         Savunma sanayi, Türk Silahlı Kuvvetleri (Kara, Hava, Deniz, Jandarma) tüm kurumları ile yeniden yapılandırılacak,

         Bedelli Askerlik kaldırılacak,

         Türk Silahlı Kuvvetleri içeride hiçbir kuruma, dışarıdan NATO ve benzeri hiçbir yapıya bağlı olmayacak şekilde tasarlanacaktır.

         GATA ve Askeri Hastaneler eski statüsüne kazandırılacaktır.

         Türk Polis Teşkilatı ve Türk Silahlı Kuvvetleri Yurtta huzurun, Cihanda barışın teminatı olacaktır. 

         b)  Terör

         Türkiye’nin en büyük problemlerinden biri de terördür. Terör, Türkiye’de insanların can güvenliğini tehdit etmektedir. Zaman zaman meydana gelen terör eylemleri ile çoğu vatandaşımız canından olmaktadır. Türkiye’de terör eylemlerine destek veren dış güçlerin varlığı bir gerçektir. Ülkemize karşı bir tehdit unsuru olarak kullanılan terörün ortadan kaldırılması için çok yönlü tedbirler alınacaktır.

         c)  Sınırlarımız 

         Doğu Anadolu Bölgesi ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi sınırlarımız geçilmez bir kale haline getirilecek, Ege Denizinde Yunanistan tarafından işgal edilen Adalarımız geri alınacak ve Asker konuşlandırılarak silahlandırılacaktır.

         Ege Denizi ve Doğu Akdeniz’de Türk Sahanlığı ve Münhasır Ekonomik Bölgemizin ilanı yapılacak, hiçbir Devletin ihlâl etmesine ve hak iddia etmesine izin verilmeyecektir.

         d) Ar-Ge Yatırımları

         Savunma sanayiine yönelik Ar-Ge yatırımları artırılarak, yerli ve yenilikçi teknolojiler geliştirilecektir.

         e) Kritik Teknolojilerde Yerli Üretim

         Motor, radar sistemleri ve elektronik bileşenlerde dışa bağımlılığı azaltmak için yerli üretim projelerine öncelik verilecektir.

         Savunma sanayinin geliştirilmesi adına nükleer santrallerin kurulumu ve yerli teknolojilerin geliştirilmesi sağlanacaktır.

         3.  Yerli Üretimi Destekleyici Politikalar

         Savunma sanayiinde yerli üretimi teşvik edecek vergi muafiyetleri ve devlet destekleri sağlanacaktır.

         Yerli üretim projelerinde özel sektörün katılımını artırarak, kamu-özel sektör işbirliği geliştirilecektir.

         Nitelikli iş gücü yetiştirmek için üniversitelerde savunma teknolojileri odaklı programlar açılacak ve gençlerin bu alana yönelmesi teşvik edilecektir. Savunma sanayide Ar-Ge yatırımlarının artırılması, yapay zekâ ve otomasyonun entegrasyonu sağlanacaktır.

         Teknik eğitim kurumları savunma sanayi ihtiyaçlarına göre yeniden yapılandırılacaktır.

3) ADALET VE HUKUK SİSTEMİ

         A- Sorunlar

         1.  Hukukun Üstünlüğü ve Yargı Bağımsızlığı Sorunları

         a) Yargı Bağımsızlığı ve Tarafsızlığı:

         Türkiye’de yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusundaki kaygılar, hukukun üstünlüğünü zedelemektedir. Yargı organlarının siyasi baskı altında olduğu algısı, toplumda adalete olan güveni azaltmaktadır.

         b)  Kuvvetler Ayrılığı İlkesinin Zayıflaması:

         Yasama, yürütme ve yargı arasındaki kuvvetler ayrılığı ilkesi, hukukun üstünlüğü için kritik öneme sahiptir. Ancak bu ilkenin zayıfladığı algısı, demokratik işleyişi olumsuz etkilemektedir.

         2.  Uzayan Yargı Süreçleri

         a) Dava Sürelerinin Uzaması:

         Mahkemelerdeki yoğunluk ve yetersiz altyapı, davaların yıllarca sürmesine neden olmaktadır. Adaletin gecikmesi, mağduriyetleri artırmakta ve “geciken adalet, adalet değildir” ilkesini ihlâl etmektedir.

         b)  Yargıda İş Yükü:

         Hâkim ve savcı sayısının yetersiz olması, yargının iş yükünü artırmakta ve davaların zamanında sonuçlanmasını engellemektedir. Özellikle ceza davalarında yaşanan gecikmeler hem mağdurlar hem de sanıklar için ciddi sorunlara yol açmaktadır. Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında alınan kişisel bilgilerin kurumlarla paylaşılması konusunda, yaptırımların yeterli olmamasından dolayı tarafların yasal hakları ihlâl edilmektedir.

         3.  Adalete Erişim Sorunları

         a) Maddi Engeller:

         Düşük gelirli vatandaşlar için adalete erişim zorlaşmaktadır. Dava açma masrafları ve avukat ücretleri, ekonomik sıkıntı yaşayan bireylerin hak arayışını engellemektedir.

         b)  Hukuki Yardım Eksikliği:

         Barolar tarafından sunulan adli yardım hizmetleri, yetersiz kaynaklar nedeniyle sınırlı kalmaktadır. Bu durum, dezavantajlı grupların adalete erişimini zorlaştırmaktadır.

         4.  Hak İhlâlleri ve İnsan Hakları Sorunları

         a) Adil Yargılanma Hakkı:

         Adil yargılanma hakkının ihlâlleri, hukukun üstünlüğü ilkesine aykırı durumlar yaratmaktadır. Özellikle uzun tutukluluk süreleri ve adil olmayan mahkeme süreçleri, bireylerin temel haklarını tehdit etmektedir.

         b)  Düşünce ve İfade Özgürlüğü:

         Basın mensupları, akademisyenler, aktivistler ve sendikacılara yönelik baskılar, yürüyüş ve basın açıklaması yasakları, ifade özgürlükleri anayasal hakların ihlâli olarak yaşanmaktadır. Bu durum, demokratik bir toplum için hayati olan eleştirel düşüncenin önüne geçmektedir.

         5.  Hukuk Eğitimi ve İnsan Kaynağı Sorunları 

         a) Yetersiz Hukuk Eğitimi:

         Türkiye’de hukuk fakültelerinin sayısının artmasına rağmen eğitim kalitesinde düşüş yaşanmaktadır. Niteliksiz hukuk eğitimi, yeterli donanıma sahip olmayan hukukçuların yetişmesine neden olmaktadır.

         b)  Hâkim ve Savcı Kadrolarında Liyakat Sorunu:

         Hâkim ve savcı alımlarında liyakatten çok siyasi ve ideolojik tercihler, yargının tarafsızlığına ve niteliğine zarar vermektedir.

         6.  Ceza İnfaz Sistemi ve Tutukluluk Sorunları 

         a) Tutuklu Yargılamaların Fazlalığı:

         Türkiye’de uzun süreli tutukluluk uygulamaları, cezalandırma aracına dönüşmüş durumdadır. Bu durum, masumiyet karinesinin ihlâli anlamına gelmektedir. Tam tersi şekliyle de kamu vicdanı yaralanmaktadır.

         b)  Cezaevlerindeki Koşullar:

         Aşırı doluluk oranları ve insan hakları ihlâlleri, cezaevlerinde yaşam koşullarını kötüleştirmektedir. Bu sorunlar, tutuklu ve hükümlülerin rehabilitasyonunu zorlaştırmaktadır.

         7.  Mevzuat ve Uygulama Sorunları

         a) Kanunların Sık Değişmesi:

         Türkiye’de mevzuatın sık sık değişmesi, hukuk sisteminin öngörülebilirliğini azaltmaktadır. Bu durum, hukuki güvenliği zedelemekte ve iş dünyasında riskleri artırmaktadır.

         b)  Keyfi Uygulamalar:

         Yargı kararlarının keyfi bir şekilde uygulanması veya uygulanmaması, toplumsal eşitlik ilkesini ihlâl etmektedir. Özellikle bazı davalarda siyasi etkilerle alınan kararlar, toplumsal adalet duygusunu zayıflatmaktadır.

         8.  Kadın ve Çocuk Adaletinde Eksiklikler

         a) Kadına Yönelik Şiddet ve Yasal Düzenlemeler:

         Kadına yönelik şiddet davalarında caydırıcı cezaların uygulanmaması, kadın cinayetlerinin artmasına neden olmaktadır.

         b)  Çocuk Hakları ve Adaleti:

         Çocukların cinsel istismarı ve zorla evlendirilme gibi konularda yeterli adımlar atılmamaktadır. Çocuk adalet sistemi, çocukların ihtiyaçlarına göre değildir.

         B- Çözümler

  1. Tüm yasa ve yönetmelikler taranarak birbirleri ile bütünlükleri, güncellikleri ve uygulanabilirlikleri sağlanacaktır.
  2. Hukukun herkese eşit ve tarafsız biçimde uygulanması sağlanacaktır.
  3. Kadın ve çocuklara karşı şiddet ve taciz, caydırıcı biçimde cezalandırılacaktır.
  4. Yargının muhalefeti caydırmak ve sindirmek için bir araç olarak kullanılması
  5. Yargıdaki atamalarda tarafsızlık ve liyakate özen gösterilecektir.
  6. Bütün bu uygulamaların bir sonucu olarak Türkiye’nin Hukukun Üstünlüğü sıralamasında ilk sırada olması sağlanacaktır.
  7. Makam mevki gözetmeksizin, her Türk vatandaşına eşit adalet ilkesi ile yargı yeniden yapılandırılacak, Yargının üzerinde hiçbir makam olmayacaktır. Yargı bağımsız olacaktır.
  8. Medeni Kanun, Ticaret, İcra İflas Kanunu ve Borçlar Kanunu gibi temel yasalar başta olmak üzere gerekli yasalar yeniden düzenlenecek, hiçbir vatandaşımız mağdur edilmeyecektir.
  9. Türk Ceza Kanunu, büyük Türk Milletinin örf, adet ve geleneklerine göre yeniden düzenlenecek, suçların azaltılması için caydırıcı cezalar getirilecek, infaz hemen uygulanacaktır. Ceza infazı insana uygun olacaktır. Her infaz cezaevlerinde gerçekleşecek değildir, hükümlünün topluma yeniden kazandırılması amacıyla ceza ile orantılı ağırlıkta iş alanlarında istihdam yoluyla rehabilite edilmesi sağlanacaktır.
  10. Devleti yönetenler Kamu kaynaklarını elinde bulundurdukları için ağır eleştirileri kaldırmakla yükümlüdürler. İçinde küfür ve ağır hakaret olmadığı müddetçe, eleştiri yapanlara hakaret davaları açılmaması, çıkarılacak kanun maddesi ile yasallaştırılacaktır.
  11. Güncel ve kamuoyunu ilgilendiren olaylar olduğunda sosyal medyaya anında tamamen erişimin engellenmesinin Anayasal hak ihlali olduğundan dolayı bunun önüne geçilecektir.
  12. Adalet canın ve mülkün temelidir ilkesi ülkenin her vatandaşına hissettirilecektir.

 

4) EKONOMİ

         A- Sorunlar

         Tarihten ibret almayan millet için zillet tekerrürden ibarettir. Bizler böylesi bir ekonomik mücadeleyi en son kurtuluş savaşımızda verdik.

         Bilinen tarihimizin en eski metinlerinde dâhî güç birliğinden, birlik olmanın öneminden, istişare mekanizmasındaki âkil kişilerden ve bilge yöneticilerden bahsedilir. Geleceği öngören, ilim ve bilimle, donanımlı adaletli liderlerin tarih boyu edindikleri kazanımlarına, onların geride bıraktığı feraset dolu tecrübelerine, kısacası özümüze sırt çevirdiğimiz vakitlerde geriledik ve yenildik.

         Bugün yaklaşık yüz yıl öncesinden bizleri ikaz eden Atamızın emanetine sahip çıkamadığımız için başlattığı ekonomik seferberliği zaman içerisinde politikacıların kirli emellerine esir düşmeleri neticesinde çizgisinden saparak milletin refahı yerine çeşitli menfaat odaklı kişilerin, toplulukların ve ülkelerin refahını sağlamak suretiyle onların esiri konumuna düştük.

         Bugün yine Kurtuluş Savaşı mücadelesi verdiğimiz günlere geri döndük. Maalesef tarih daha hazin olaylar zinciri ile tekerrür ediyor. Artık ne yazık ki, neredeyse millî şuurumuzu da kaybetmek üzereyiz.

         Ekonomik krize sebep olanları küresel yapılanma, İktidar sahipleri ve halk açısından değerlendirecek olursak:

         Dünyada da rekabet koşulları tek taraflı olarak değişti. Bu değişimin merkezindeki küresel yapılanmayı destekleyen seçilmiş yöneticilerin yürüttüğü çeşitli ekonomik politikalarla, dış borçlanma, faiz, enflasyon ve kur bataklığında kısır bir döngü hâlinde devam eden ve küresel sermaye ortaklıkları olan bazı kesimlere hizmet eden menfi ve suni ekonomi modeli yaratıldı. 

         Küresel yapılanmaya doğrudan veya dolaylı olarak hizmet eden İktidar sahipleri öncelikle iktisat bilimini bir kenara bırakarak milletin menfaatine olması gereken tüm mekanizmaları şahsileştirerek, ekonomi idaresinin tekelleştirilmesini sağladı. Merkez Bankası milli olmadığı için tam bağımsız bir ekonomi modelini gerçekleştirememekteyiz.

         Halkın ihtiyaç fazlası tüketime yönlendirilerek arz talep dengelerinin bozulması enflasyon, kredi faiz oranlarındaki artıştan kâr elde eden kesimin ülke ekonomisi üzerinde hâkimiyet kazanmasını temin etti.

         Devletin işletiminde olan tüm kaynaklar zaman içerisinde satıldı. Üretim yıllar içerisinde azaldı, şu anda ise neredeyse bitmek üzere hâliyle dışa bağımlı bir hâlde tüketime alıştırılan halk, devletin gereksinimlerini yerine getirebilmesi için yüksek vergi, ceza ve hükümlere maruz bırakıldı.

         Halk açısından üretimden çaresizce vazgeçmesinin yanı sıra kötü gidişatın sebeplerini sorgulamaması, birleşmemesi, bireysel hareket etmesi sebebiyle yaşananlara göz yumuldu.

         Nihayetinde en son 20 yıl öncesi yaşanan kırılma noktasındaki ekonomik kriz seviyelerini artan oranda üzülerek izlemeye devam ediyoruz.

         1.  Yüksek Enflasyon: Alım Gücünün Erozyonu / Resesyon Ekonomik Durgunluk

         Para politikalarındaki belirsizlikler, döviz kurlarındaki dalgalanmalar ve üretim maliyetlerindeki artışlar nedeniyle artan enflasyon tüketici fiyatlarındaki artış ile bırakın halkın tasarruf yapmasını açlık ve sefalet içerisinde yaşam mücadelesi vermesine sebep olmaktadır.

         2.  İşsizlik ve İstihdam Sorunları

         Türkiye’de işsizlik oranı, özellikle gençler ve kadınlar arasında ciddi bir seviyededir. İstihdam piyasasındaki daralma, hem ekonomik hem de sosyal huzursuzluk yaratmaktadır. İşgücüne katılım oranı düşük seviyelerde kalırken, kayıt dışı çalışma oranları da endişe verici boyutlardadır.

         3.  Genç İşsizliği

         Üniversite mezunları dâhil olmak üzere gençler, niteliklerine uygun iş bulmakta zorlanmaktadır. Bu durum, “beyin göçü” riskini artırmaktadır. Herhangi bir iş piyasası analizi yapılmadan belirlenen kontenjanlarla özel üniversitelerde eğitim gören gençlerin mesleki eğitimlerindeki yetersizlik, plansız ve niteliksiz eğitim politikalarının yarattığı sorunlar baş göstermektedir. 

         4.  Kadın İstihdamı

         Kadınların işgücüne katılım oranı, küresel ortalamaların oldukça altındadır. Bu da ekonomik potansiyelin yeterince değerlendirilmediğini göstermektedir. Sendikal hakların kadın işgücünden de esirgenmesi sebebiyle, kreşler ve anaokulları ile ilgili düzenlemeler yapılmadığı için yeterli kadın iş gücü sağlanamamaktadır.

         5.  Nitelik-Eğitim Uyumsuzluğu

         Eğitim sistemi ile iş piyasası arasındaki uyumsuzluk, mezunların iş bulmasını zorlaştırmakta ve işsizliği artırmaktadır.

         6.  Gelir Adaletsizliği ve Artan Sosyal Eşitsizlik

         Gelir dağılımındaki adaletsizlik, toplumun farklı kesimleri arasındaki uçurumu derinleştirmektedir. Yüksek enflasyon ve düşük ücretler, dar gelirli ailelerin yaşamını daha da zorlaştırmaktadır. Gelir adaletsizliği, ekonomik büyümenin toplumun geneline yayılmasını engellemekte ve sosyal huzursuzluklara zemin hazırlamaktadır.

         7.  Asgari Ücret Yetersizliği

         Asgari ücretin yetersizliği, çalışanların geçim sıkıntısı yaşamasına neden olmaktadır. Bir ülkede çalışan nüfusun çoğunluğunun asgari ücret ile çalışmaya zorunlu bırakılması globalist sermaye çetesinin yerli uzantıları yüzünden köleleştirme sistemi ile yönetildiğini göstermektedir.

         8.  Vergi Politikaları

         Doğrudan ve dolaylı vergilere dayalı bir sistem, düşük gelirli kesimlerin daha fazla yük altına girmesine sebep olmaktadır. Vergi aflarının taraflı olarak yandaş şirketlere uygulanması yoluyla yüksek meblağların affedilmesi, gönüllü olarak vergi veren vatandaşlarımızın motivasyonunu da düşürmektedir.

         9.  Fırsat Eşitsizliği

         Eğitim ve sağlık hizmetlerindeki eşitsizlik, sosyal sınıflar arasındaki farkı artırmakta ve gelir dağılımını daha adaletsiz hâle getirmektedir. Özel eğitim ve sağlık hizmetlerinde gelir eşitsizliği nedeniyle düşük gelirli halk hizmet alamamaktadır.

         10.  Bütçe Açıkları ve Dış Borç Bağımlılığı

         Türkiye ekonomisinin bir diğer temel sorunu, bütçe açıkları ve dış borç bağımlılığıdır. Kamu harcamalarının gelirlerden fazla olması, bütçe açıklarına ve borçlanma ihtiyacına yol açmaktadır.

         11.  Dış Borç

         Türkiye’nin döviz cinsinden borçlanması, döviz kurundaki dalgalanmalara karşı ekonomiyi savunmasız bırakmaktadır.

         12.  Cari Açık

         İthalata dayalı ekonomik model, cari açığın büyümesine neden olmaktadır. Bu durum, dış borçlanma ihtiyacını daha da artırmaktadır.

         13.  Bütçe Disiplini

         Kamu harcamalarının plansız ve verimsiz kullanılması, bütçe açıklarını derinleştiren faktörlerden biridir.

         B- Çözümler

         Bundan yüz yıl öncesindeki benzer duruma yönelik yürütülen ekonomi devriminden ilham alarak, günümüz koşulları nazarında çağdaş bir anlayış çerçevesinde çözümleri yeniden belirledik.

         Atatürk ve milletimizin 10 yılda gerçekleştirdiği ekonomik devrimler neticesinde ekonomik istikrar, bağımsızlık, kaynakların doğru yönetilmesi, iktisadi ve politik açıdan yatırımların devlet yönetiminde ve denetiminde olması, üretime yönelik sürdürülen politikalar neticesinde sıfır enflasyon ve gelişen istikrarlı bir Türkiye Modeli hayat bulmuştu. Kısmen kapalı, üretim ve planlı ekonomi sistemi ile yalnızca toprak bağımsızlığının yeterli olmadığını, bunun yanında muhakkak ekonomik bağımsızlığın da sürdürülebilmesi gerektiğini anlattı, bizzat uyguladı ve tarihe yepyeni bir iz bıraktı.

         Atatürk’ün iktisat siyasetindeki ana hedef ise hiç kuşkusuz ekonomik kalkınma idi. Bu kalkınma ne dış borçla ne de karşılıksız para basımıyla gerçekleştirildi. Para değerinin istikrarı öncelikli olarak korundu. Enflasyon eğilimlerine taviz vermeden, yarı kapalı ekonomi sistemi ile planlı olarak yeni kaynaklar, hammaddeden mamule üretim alanları ve faaliyetlerini hayata geçirdi.

         Bizler ise bu aşamada tarihi okumalarımızın üzerinde titizlikle çalışarak, sanayi, ticari, tarım ve hayvancılık alanlarının yanı sıra turizm alanlarında yapılacak devrim politikalarımızı geliştirerek ekonomik ilkeleri belirledik.

         Şimdi ana hatları ile belirlediğimiz ilkeler, Atatürk’ün Milli İktisat Anlayışı ışığında Milli Ekonomi Seferberliğimizin temelini oluşturmaktadır.

  • Türk Lirasının Değerinin Korunması
  • Anti-Enflasyonist Para-Kredi Politikası,
  • Gerçek Kamu Kaynaklarına Dayanan Denk Bütçe Politikası,
  • Devalüasyonsuz Dış Ticaret Politikası, Türkiye’nin döviz cinsinden borçlanmasının önlenmesi.
  • Ulusal Kaynakların Etkin Kullanımını Sağlayan Planlı Kalkınma Politikası.

         Bu şekilde yürütülen ve başarıyla uygulanan anti-enflasyonist bütçe ve para politikasıyla iç fiyatlarda ve paranın değerinde tekrar istikrar sağlanacaktır. Ayrıca amacımız Devletin ekonomideki düzenleyici işlevinin önemini artırmak, ekonomik yaşamın sağlıklı işlemesinde önemli bir rolü olduğu gerçeği ile birlikte Milli Sanayileşme ve Ticaret Faaliyetlerini  geliştirmek, özel girişimleri denetlenebilir çerçevede korumak, mülkiyet haklarına saygılı bir ekonomik düzeni, yasal çerçevesi ve kurumlarıyla oluşturmak ve kökleştirmektir.

         Kalkınma planlarımızın temel amaçlarından, ithalatı minimuma indirerek, devletçiliğin iktisadi düzlemdeki görümünü etkin kılarak modern karma ekonomi anlayışı ile üretim ve istihdam ağırlıklı bir model geliştirmektir. Devletin işleyiş mekanizmalarındaki önemli unsurlardan vergilendirme sisteminde modern dünyada eşi benzeri görülmemiş bir mutlak adalet çerçevesinde değişim ve gelişimle ek kaynak sağlamaktır.

         Ekonominin gerekli alt yapısı hazırlandıktan sonra, kalkınma sürecinde uluslararası piyasa ekonomisinde yerini alacak, devletçilik anlayışı ile yürütülecek, kısacası devlet öncülüğünde, denetiminde ve garantisinde bir kalkınma modeli ile stratejik önemi olan sektörlerin devlet egemenliğinde kalarak diğer sektörlerde de kontrolünü sağlamak suretiyle kamu ekonomisi modeli uygulanacaktır.

         Tam Bağımsız, Müreffeh Bir Türkiye İdealinin gerçekleşmesi ve bir ekonomik modelin başarısı, o ülkede yaşayan insanların refah düzeyinin yüksekliği ile değerlendirilir. Dolayısı ile ülkede yaşayan halkın genel mânâda refah düzeyi yüksek ise ekonomik model başarılıdır, denilebilir.

         Birlikte Atacağımız Adımları Şu Şekilde Sıralayabiliriz:

  1. Kapatılan Bankalar (Sümerbank, Tütünbank, Etibank, Pamukbank, Şekerbank vb.) yeniden faaliyete geçirilecek, finans sektörünün millileşmesi sağlanacaktır.
  2. Kooperatifler, Birlikler, Fabrikalar, Tanzim satış mağazaları ve üreticiler arasındaki ticari ilişki yeniden yapılandırılarak hayata geçirilecektir. Üretim ekonomisi sosyal örgütlenme biçiminde hayata geçirilecektir.
  3. Ağır sanayi, alternatif enerji teknolojileri, savunma sanayi, yüksek teknoloji, yazılım, otomotiv, ulaşım gibi alanlarda ciddi yatırımlar yapılarak dışarıya bağımlılık sona
  4. Maden arama faaliyetleri yerli firmalar aracılığı ile yapılacak, stratejik öneme sahip (altın, bor, uranyum, toryum vb.) madenler Devlet eliyle çıkarılacaktır.
  5. Tek tip asgari ücret kaldırılacaktır, mesleki liyakat ve saat ücreti insanın yaşam onuruna yakışır bir seviyeye Türk vatandaşlarının yaşam mücadelesi gibi bir endişesi kalmayacaktır.
  6. İthalatta ara mallar ihtiyaç kadar ve tam yasallık çerçevesinde yapılacak, ithalattan çok ihraç eden Ülke konumuna gelebileceğimiz adımlar atılacaktır. İthalat ile ilgili vergiler stratejik durumlara göre devlet politikası ile belirlenecektir.
  7. Devlet Planlama teşkilatı hayata geçirilecek, 5-10-25-50-100 yıllık kalkınma plan ve projeleri yapılacak, Hükümetler bu planlara sadık kalacaktır. 1000 senelik temel stratejik hedefler ve standartlar oluşturulacaktır.
  8. KOBİ ve esnaf ihtiyaçları, gelişimlerine göre çok yönlü olarak
  9. Tasarruf sahiplerinin korunması ile kredi kullanımı rahatlatılacaktır Tasarruf artışının sağlanması için bankacılık sisteminde vatandaşımızın gelir fazlasını değerlendirebileceği finansal araçlar çeşitlendirilecektir ve bu araçlara yönelik teşvikler artırılacaktır. Banka ve sigorta şirketleri millileştirilecektir.
  10. Bankacılık sektöründe kullandırılan kredilerin önemli bir bölümünün üretime değil bireysel kullanımlara tahsis edilmesi düzenlenecektir. Kredi kartının kullanımı ekonomiye faydalı hâle getirilecektir.
  11. Enerji, otomotiv ve cep telefonu şeklindeki üç ürün grubunun ithalat faturalarının oldukça yüksek seviyelerde olması nedeni ile cari açığı artırması denetlenecektir.
  12. Ülkemizin katma değeri yüksek ürün gruplarını artırarak, rekabet gücünün gelişmekte olan diğer ülkelere göre istenilen seviyelere getirilmesi teşvik edilecektir.
  13. Özelleştirme uygulamalarında piyasaların sağlıklı bir biçimde işleyişini göz önünde bulundurarak, ileriye dönük sağlanacak faydalar incelenecektir.
  14. Ülkemize sadece hızlı kâr amacıyla gelip piyasaları manipüle eden, âni çıkışlarla ekonomiyi istikrarsızlaştıran “sıcak para” girişine izin verilmeyecektir; bunun yerine kalıcı, üretime dayalı, iş ve teknoloji getiren doğrudan yabancı yatırımlar teşvik edilecektir.
  15. Sosyal yardımların farklı kamu kurumları tarafından yapılmasının bir sonucu olarak doğan mükerrerliklerin ortaya çıkması önlenecek, tek bir kamu kurumunca yapılması sağlanacaktır.
  16. Ar-Ge’ ye ayrılan pay, buna bağlı olarak yeni ürün tasarımı, temel bilimler araştırma enstitülerinin kurulması yoluyla inovasyon ve patent hakları da olmak üzere önemli bilimsel içerik ve haklar devlet teminatı altına alınacaktır. Üretim tercihlerinin yoğunlaştığı alanlarda Ar-Ge çalışmalarına ayrılan kaynaklar artırılacaktır.
  17. Girişimcilik ve Ar-Ge yeteneğinin geliştirilmesi için teknoparklar, araştırma merkezleri, kalkınma ajansları gibi kurumlar arasında iş birliği sağlanacaktır. Bu iş birliği mantıklı ve kurallı bir zemine oturtulacaktır. Teşvikler ağırlıklı olarak az gelişmiş bölgelere yönlendirilecektir. Bu teşviklerde sektörel denge sağlanacaktır. TÜBİTAK’a bağlı Ar-Ge Kuruluşları ve akademilerde liyakat esaslarına dayanılarak alınan personeller, lojman tahsisi ve doğu hizmetleri yüksek nitelikli hâle getirilerek teşvik
  18. Geçmişe dönük SGK açıkları bir defaya mahsus olarak vergi gelirinden sübvanse edilecektir. Emeklilerin hakları, gereği gibi ekonomik koşullarda insanca yaşayabilmeleri adına tastamam teslim edilecektir.
  19. Tüm denetim organları Devlet Teftiş Kurulları adı altında tüm ülkedeki bakanlık, belediye ve kamu kurum ve kuruluşları, Devlet Baş Müfettişleri ile birlikte tek bir merkezde koordine edilecektir.
  20. Varlık fonu revize edilecek, Maliye ve Ekonomi Bakanlıkları vasıtasıyla stratejik faaliyetlerde milli olan Türk Bankaları ile birlikte ortak hareket Ülkenin insana dayalı, menkul ve gayrimenkul kıymetleri ile uluslararası piyasalarda değerini arttıracak faaliyetleri kademeli olarak oluşturulmuş uzmanlık kurulları tarafından projelendirilecek, denetlenecek ve uygulanacaktır.
  21. İthalatı gereksiz olan yerli üretilebilecek malların üretimine veya teminine öncelik verilecek, israf engellenip tasarruf teşvik edilecektir. Verimlilik ve kalite artırılacaktır.
  22. Sanayi-üniversite iş birliği devlet proje fonları ile zayıf kalmaması, üniversite mensuplarının Türkiye’ye özgün saha şartlarına göre bilgi üretmesinin sağlanması, sanayicilerin ve devletin de üniversitelerdeki ve araştırma enstitülerindeki bilgi birikiminden yararlanması sağlanacaktır.
  23. Gelir dağılımı adaletsizliğinin ciddî seviyelerde seyretmesi engellenecektir. Yoksulluğu azaltacak, gelir dağılımını daha adil hale getirecek kalıcı ve sürdürülebilir politikalar uygulanacaktır.
  24. Ürün, girdilerinde ülkeler bazında özgün ve nitelikli çalışmalar yapılarak üretim teşvikleri belirlenen az sayıda “ürünlere yoğunlaştırılacaktır. Üretim tercihlerinin orta ve yüksek teknolojili belirli sektör ve ürün gruplarında yoğunlaşması teşvik edilerek ekonomimiz; katma değeri yüksek, rekabet gücünü artırabilecek bir üretim yapısına kavuşturulacaktır.
  25. Ülke mümkün olduğu kadar mamul ürün ihraç Tüm üretim teknolojileri ithalatı azaltacak ve yerli üretimi artıracak şekilde düzenlenecektir. İthalata yüksek oranda bağımlı olan ürünlerde tüketimi dizginleyecek makro tedbirler alınacaktır.
  26. Jeopolitik konumumuzdan daha fazla faydalanılarak kabotaj kanununa uygun olarak yolcu ve nakliye limanları millileştirilecek, lojistik imkânlar geliştirilecektir. Bu sayede turizm ve tekstil gibi geleneksel sektörlerde rekabetçi avantajımız artırılacaktır.
  27. Stratejik öneme sahip milli olması gereken tüm sektörlerin millileştirilmesi sağlanacaktır.
  28. Bir ilde veya bölgede bütün sektörlerin desteklenmesi yerine, o bölgede potansiyeli yüksek ve başka yerlere göre üstün olan sektörlerin desteklenmesi sağlanacaktır. Ayrıca sistem, kritik ara malı ithalatını azaltacak şekilde yeniden düzenlenecektir. İhtiyaca göre ara malı üretim yatırımları artırılacaktır.
  29. İstihdam Alanlarında;

         a) Sosyal yardım-istihdam bağlantısı güçlendirilecektir. İnsanları çalışma hayatından ve kayıtlı istihdamdan uzaklaştıran sosyal yardım politikaları yeniden düzenlenecektir.

         b) Kaçak yabancı işçilik ve istihdamda çocuk istismarı başta olmak üzere kayıt dışı istihdamın tüm unsurlarıyla baş edilecektir.

         c) İşsizlik Sigortası Fonu, aktif emek piyasası politikaları çerçevesinde daha etkin bir biçimde kullanılacaktır. Biriken para amacı dışında hiçbir yerde kullanılmayacaktır.

         d) Hakkaniyetle işleyen bir “Kıdem Tazminatı Fonu” kurulacaktır.

         e) Eğitim politikaları ile istihdam politikaları planlı ve uyumlu olacaktır.

         f) Sosyal yardımlar hakkaniyetli, hedefe uygun ve bütüncül bir anlayışla yeniden yapılandırılacaktır. Yardım fonları tek bir çatı altında toplanacak ve sosyal yardım yapan kurumlar arasında koordinasyon geliştirilecektir.

         g) Yüksek orandaki işsizliğin kronik hâle gelmesi, bunun çok önemli bir problem olmaya devam etmesi, planlı ve adil şekilde önlenecektir. Toplumumuz işsizlik psikolojisinden kurtarılacaktır.

5) EĞİTİM

         A- Sorunlar

         Eğitim, bir ülkenin geleceğini şekillendiren en önemli unsurlardan biridir. Bireylerin bilgi, beceri ve yetkinlik kazanmalarını sağlayan eğitim sistemi, aynı zamanda toplumsal kalkınmanın temel taşıdır. Ancak Türkiye’de eğitim sistemi, yıllardır süregelen yapısal ve uygulama kaynaklı pek çok sorunla karşı karşıyadır. Bu sorunlar, bireylerin kaliteli eğitime erişimini zorlaştırmakta, nitelikli insan kaynağı yetiştirilmesini engellemekte ve toplumsal eşitsizlikleri derinleştirmektedir.

         1.  Eğitimde Fırsat Eşitsizliği

         Türkiye’de eğitime erişimde bölgesel, sosyoekonomik ve cinsiyet temelli eşitsizlikler devam etmektedir.

         a)  Bölgesel Farklılıklar

         Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde eğitim altyapısı, okul sayısı ve öğretmen kadrosu yetersizdir. Bölgedeki feodal yapının baskın etkisi öğrencilerin eğitim kalitesini düşürmektedir.

         b)  Sosyo-ekonomik Farklılıklar

         Gelir düzeyi düşük ailelerin çocukları, özel okullar ve kurslara erişim sağlayamadığı için akademik başarıda geride kalmaktadır.

         c)  Kız Çocuklarının Eğitimi

         Özellikle kırsal bölgelerde kız çocuklarının okullaşma oranı erkek çocuklara göre daha düşüktür.

         2.  Müfredat ve Eğitim İçeriği Sorunları

         a) Çağa Uygun Olmayan Müfredat

         Müfredatın yenilikçi ve eleştirel düşünceyi teşvik etmemesi, öğrencilerin çağın gerekliliklerine uygun bilgi ve beceriler kazanmasını engellemektedir.

         b)  Ezberci Eğitim Sistemi

         Türkiye’de eğitim sistemi, ağırlıklı olarak ezberci bir yapıya sahiptir. Bu durum, öğrencilerin analitik düşünme ve problem çözme becerilerini geliştirmesine engel olmaktadır.

         c)  Değişken Eğitim Politikaları

         Sürekli değişen müfredat ve sınav sistemleri, öğrenciler ve öğretmenler için belirsizlik yaratmaktadır.

         3.  Fiziksel Altyapı Eksiklikleri

         a) Yetersiz Okul ve Derslik Sayısı

         Özellikle büyük şehirlerde okullardaki derslik sayısı yetersizdir. Kalabalık sınıflar, ikili öğretim, eğitim kalitesini olumsuz etkilemektedir.

         b)  Teknolojik Altyapı Eksikliği

         Pek çok okulda bilgisayar, internet bağlantısı ve laboratuvar gibi temel teknolojik altyapı eksiklikleri bulunmaktadır. Bu durum, özellikle dijital çağda öğrencilerin rekabet gücünü azaltmaktadır.

         c)  Okullarda Güvenlik Sorunları

         Okulların içerde ve dışarda çok ciddi güvenlik sorunları bulunmaktadır. Okul yakınında uyuşturucu madde satıcıları, çeteleşme gibi sorunlar ile karşı karşıya kalırken; okul içerisinde akran zorbalığı, çeteleşme ve çeşitli istismarlar yaşanmaktadır.

         d)  Deprem Güvenliği Sorunu

         Türkiye’deki okulların büyük bir kısmı, deprem güvenliği açısından yetersizdir.

         Bu durum, öğrenci ve öğretmenlerin can güvenliğini riske atmaktadır.

         4.  Öğretmenlerle İlgili Sorunlar

         a) Atanamayan Öğretmenler

         Türkiye’de binlerce öğretmen adayı atanmayı beklerken, pek çok okulda öğretmen açığı bulunmaktadır.

         b)  Ücretli Öğretmenlik ve Kadro Sorunu

         Ücretli öğretmenlik gibi geçici çözümler, öğretmenlerin motivasyonunu düşürmekte ve eğitim kalitesini olumsuz etkilemektedir.

         c)  Mesleki Gelişim Eksikliği

         Öğretmenlere, mesleki gelişimlerini destekleyecek çeşitlilikte yeterli eğitim programları sağlanamamaktadır.

         d)  Öğretmenlerin Güvenliği

         Öğretmenlerin maruz kaldığı şiddet ve saldırılar sürekli artmaktadır.

         5.  Sınav Odaklı Eğitim Sistemi

         a) Öğrenciler Üzerindeki Baskı 

         Türkiye’de eğitim sistemi, sınav başarısına odaklanmıştır. LGS, YKS gibi merkezi sınavlar, öğrenciler üzerinde büyük bir stres yaratmaktadır.

         b)  Önce Nitelik Değil Nicelik Odaklılık

         Eğitim sistemi, öğrencilerin gerçek yeteneklerini geliştirmek yerine sınav sonuçlarına odaklanmaktadır. Bu durum, öğrencilerin yaratıcı ve eleştirel düşünme becerilerini sınırlamaktadır. 

         6.  Mesleki ve Teknik Eğitimin Yetersizliği

         a) Talebe Uygun Olmayan Eğitim

         Mesleki ve teknik eğitim veren okullar, yerleşim yerinin ve iş piyasasının ihtiyaçlarına uygun programlar sunamamaktadır.

         b)  Kalite Eksikliği

         Meslek liselerinde verilen eğitim, çoğu zaman nitelik açısından yetersizdir ve mezunların iş bulmasını zorlaştırmaktadır.

         c)  Prestij Sorunu

         Mesleki eğitim, toplumda genellikle düşük prestijli bir seçenek olarak görülmektedir. Bu durum, öğrencilerin meslek liselerini tercih etmesini engellemektedir.

         7.  Eğitimde Dijitalleşme Sorunları

         a) Eğitimde Teknoloji Kullanımı

         Pandemi dönemi, eğitimde dijitalleşmenin önemini ortaya koysa da birçok öğrenci internet ve bilgisayar gibi temel araçlara erişememektedir.

         b)  Dijital Okur-Yazarlık Eksikliği

         Öğrenciler, dijital araçların bilinçli şekilde kullanımı konusunda yeterince bilgi sahibi değildir.

         c)  Uzaktan Eğitimde Erişim Sorunları

         Kırsal bölgelerde yaşayan öğrenciler, uzaktan eğitim sürecinde internet ve teknoloji eksikliği nedeniyle eğitimden kopmuştur.

         8.  Üniversite Eğitimi ile İlgili Sorunlar

         a) Kontenjan ve Mezun İşsizlik Sorunu

         Üniversitelerde öğrenci kontenjanları, piyasanın ihtiyaçlarının çok üzerinde belirlenmektedir. Bu durum, mezun işsizliğini artırmaktadır.

         b)  Eğitim Kalitesinin Düşüklüğü

         Bazı üniversitelerde eğitim kalitesinin düşüklüğü, mezunların iş dünyasında rekabet edebilme şansını azaltmaktadır.

         c)  Akademik Özgürlük Eksikliği

         Üniversitelerde akademik özgürlüğün kısıtlanması, bilimsel araştırmaların niteliğini ve çeşitliliğini olumsuz etkilemektedir.

         B- Çözümler 

         1.  Eğitimde Fırsat Eşitliğinin Sağlanması

         a) Bölgesel Farklılıkların Giderilmesi

  •          Eğitim Altyapısı Geliştirme Programı: Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine öncelik verilerek okul sayısı artırılacak, derslikler yenilenecek ve öğretmen teşvik programları uygulanacaktır.
  •          Bölgeler arası eğitim farklarını azaltmaya yönelik yatırımlar yapılacaktır.
  •          Taşımalı Eğitim ve Yurt İmkânları: Uzak bölgelerdeki çocukların eğitim almasını sağlamak için modern yurtlar inşa edilecek ve ulaşım desteği sağlanacaktır.

         b) Sosyoekonomik Farklılıkların Önlenmesi:

  •          Eğitim Destek Fonu: Çocuklarımıza ücretsiz okul materyalleri, yemek ve ulaşım hizmetleri sağlanacaktır.
  •          Burs ve Eğitim Kredileri: Daha fazla öğrenciye burs ve geri ödemesiz eğitim kredisi verilecektir.
  •          Kız Çocuklarının Eğitimi: 

         – Kız Çocukları için Teşvik Programları: Kız çocuklarının okula devamını sağlamak için ailelere finansal destek ve sosyal bilinçlendirme kampanyaları düzenlenecektir.

         – Rol Model Projeleri: Kadın öğretmenlerin ve başarılı kadınların rol model olarak gösterilmesi teşvik edilecektir.

         2.  Müfredat ve Eğitim İçeriği Reformu

         a) Çağa Uygun Müfredat:

  • 21. Yüzyıl Becerileri: Eleştirel düşünme, problem çözme, yaratıcı düşünme ve dijital okuryazarlık gibi becerileri kapsayan yeni bir müfredat hazırlanacaktır.
  • Güncellenmiş İçerik: Bilimsel ve teknolojik gelişmeler doğrultusunda gerekli müfredat güncellemeleri yapılacaktır.

         b)  Ezberci Sistemin Değiştirilmesi:

  • Proje ve Uygulama Temelli Eğitim: Öğrencilerin bilgiyi uygulamalarını sağlayacak projeler, grup çalışmaları ve uygulamalı dersler müfredata entegre edilecektir.
  • Alternatif Değerlendirme Sistemleri: Öğrenci başarısını ölçmek için sınav yerine portfolyo değerlendirmeleri, sunumlar ve bireysel projeler kullanılacaktır.

         c)  Değişken Eğitim Politikalarının Stabil Hale Getirilmesi:

  • Ulusal Eğitim Stratejisi: Tüm siyasi değişikliklerden bağımsız, uzun vadeli bir eğitim politikası benimsenecektir.
  • Özel okullar ve özel üniversiteler bağlı bulundukları sorumlu devlet kuruluşlarına devredilerek, büyük Türk Milletinin binlerce yılda şekillenmiş yaşam biçimine göre uyarlanarak; çocuklarımızın yeteneklerine göre mesleki eğitim alabildikleri, ülkenin ihtiyacına göre kontenjanların belirlendiği eğitim kurumları hâline dönüştürülecektir.
  • Köy enstitüleri günün koşullarına göre yeniden açılacak, taşımalı eğitime son verilecektir. Çocuklarımız Türk ahlak ve kurallarına göre, Atatürk ilkeleri ve Türk devrimleri ışığında milliyetperver, liyakatli ve aidiyet duygusu ile yetiştirilecektir.
  • Üniversiteler eğitim ve bilimsel çalışmalara yönlendirilecektir.
  • Eğitim seferberliği başlatılacaktır.
  • Yeni atanacak öğretmenlerle okulların sürekli eğitim merkezleri olarak 24 saat halka açık vaziyette sosyal ve kültürel faaliyetler de dâhil olmak üzere, ihtiyaca göre sektörel eğitim ve öğretim merkezi olarak, sanatsal faaliyetlerin de gerçekleştirildiği, bölge halkının tüm bu imkânlardan faydalanabileceği eğitim kurumları hâline getirilecektir.
  • Eğitim Reformları: Eğitim sisteminin kalitesinin artırılması, genç neslin daha iyi bir gelecek için donanımlı olmasını sağlayacaktır. Temel ağırlıklı dersler Matematik, Fizik, Kimya, Biyoloji, Türkçe dil bilimi, köken bilimi ve lehçeleri, analitik tarih, Milliyetperverlik ve tatbiki felsefe olacaktır.
  • Teknik ve mesleki eğitim programlarının savunma, tarım ve sanayi ihtiyaçlarına entegre edilmesi sağlanacaktır.
  • Eğitim sistemimiz beyin göçüne sebebiyet vermeyecek şekilde uluslararası cazibe merkezi olarak, vatandaşlarımızın eğitim, öğretim, istihdam ve gelişimleri için gerekli tüm düzenlemeler yapılacaktır.
  • Teknolojik altyapının kullanımında önceliğimiz Türk eğitim geleneklerine uygun, küresel yapıların emellerinden bağımsız şekilde kullanılacaktır. ÇEDES Projesinden vazgeçilip, Fulbright Eğitim anlaşması feshedilecektir.

         3.  Fiziksel ve Teknolojik Altyapı Geliştirilmesi

         a) Okul ve Derslik Sayısının Artırılması

  • Yeni Okul İnşaatı: Nüfus yoğunluğu yüksek bölgelerde hızlı okul yapımı için kaynak ayrılacaktır.
  • Modüler Eğitim Yapıları: Kalıcı okul inşaatları tamamlanana kadar prefabrik derslikler kullanılacaktır.

         b)  Teknolojik Altyapının Güçlendirilmesi:

  • Okullara Teknoloji Desteği: Her okula bilgisayar laboratuvarları, internet erişimi ve dijital araçlar sağlanacaktır.
  • Eğitimde Dijitalleşme: Tüm dersler için dijital materyaller oluşturulacak ve öğrencilere ücretsiz erişim sağlanacaktır.

         c)  Güvenlik ve Deprem Tedbirleri:

  • Okullarda Güvenlik Sistemleri: Kameralar, güvenlik personeli ve psikolojik danışmanlık hizmetleri sağlanacaktır.
  • Okulda Güvenlik Birimleri kurularak, kolluk kuvvetleri ile iş birliği sağlanacaktır.
  • Okul güvenliğinin sağlanması adına caydırıcı, hukuki cezai müeyyideler ivedilikle süresince uygulanacaktır.
  • Depreme Dayanıklı Okullar: Tüm okulların depreme dayanıklılığının tespiti, üniversitelerimizdeki ve meslek liselerimizdeki ilgili bölüm öğrencilerinin deprem mühendisliği veya teknikerliği konusunda uzmanlaşarak, tecrübe edinmeleri yoluyla gerçekleştirilecektir. Bu doğrultuda okullarımız dayanıklılık hususunda incelenerek, gerekli güçlendirme ve yenileme çalışmaları yapılacaktır.

         4.  Öğretmenlerle İlgili Çözümler

         a) Atama ve Kadro Sorunlarının Çözülmesi:

  • Kadrolu Öğretmen Alımı: Ücretli öğretmenlik uygulamasına son verilerek, öğretmen açığı kalıcı kadrolarla kapatılacaktır.
  • Bölgesel Teşvik Programları: Dezavantajlı bölgelere atanan öğretmenlere maddi teşvikler ve lojman imkânları ile öğretmenlerimizin gönüllü olarak görevlerini sürdürmeleri sağlanacaktır.

         b)  Mesleki Gelişim ve Güvenlik

  • Sürekli Eğitim Programları: Öğretmenler için düzenli mesleki gelişim seminerleri ve sertifika programları düzenlenecektir.
  • Öğretmen Güvenliği Yasası: Öğretmenlere yönelik şiddeti önlemek için caydırıcı yasal düzenlemeler yapılacaktır. Öğretmenlik mesleğinin saygınlığının korunması ve arttırılması adına okulda halka sürekli eğitim seminerleri düzenlenecektir.

         5.  Sınav Odaklı Eğitim Sisteminin Dönüştürülmesi Öğrenci Baskısının Azaltılması

  • Merkezi Sınavların Kademeli Kaldırılması: Üniversiteye ve liseye girişte çok yönlü bir değerlendirme sistemi uygulanacaktır.
  • Öğrenci Gelişim Programları: Akademik başarının yanı sıra spor, sanat, dil öğrenimi ve sosyal beceriler desteklenecektir.

         6.  Mesleki ve Teknik Eğitimde Reform 

         a)  İş Piyasasına Uygun Eğitim

  • İş Birliği Modelleri: Meslek liseleri ile ticaret ve sanayi odaları, meslek odaları arasında iş birliği kurularak öğrencilere uygulamalı eğitim
  • Nitelikli Eğitim Müfredatı: Mesleki eğitimde standartlar yükseltilecek, her alanda kalite kontrolü sağlanacaktır.

         b)  Prestij ve Tercih Edilebilirlik:

  • Meslek Liselerine Teşvik: Başarılı meslek lisesi öğrencilerine burs, staj ve iş garantisi sunulacaktır.
  • Toplumsal Farkındalık Kampanyaları: Mesleki eğitimin önemi kamuoyuna anlatılarak, olumsuz algılar değiştirilecektir.
  • Askeri Liseler, Fen Liseleri ve Anadolu Liseleri yeniden yapılandırılıp açılacaktır.
  • İmam Hatip Okulları, Mesleki ve Teknik Anadolu Liseleri bünyesine alınacaktır.

         7.  Dijitalleşme ve Uzaktan Eğitim

         Teknolojik Erişim Sorunlarının Çözülmesi:

  • Ücretsiz İnternet ve Tablet Desteği: Özellikle kırsal bölgelerdeki öğrencilere bilgiye daha hızlı ve kolay ulaşım için öğretmenlerin gözetimi dâhilinde ücretsiz cihaz ve internet sağlanacaktır.
  • Dijital Okuryazarlık Eğitimleri: Öğrenciler ve öğretmenler için dijital araçların doğru ve verimli kullanımına yönelik eğitim programları oluşturulacaktır.

         8.  Üniversite Eğitiminin Yeniden Yapılandırılması

         a) Kontenjan ve Kalite İyileştirmesi

  • Piyasa Analizine Göre Kontenjan: Üniversitelerde öğrenci kontenjanları, iş piyasasının ihtiyaçlarına göre düzenlenecektir.
  • Araştırma Üniversiteleri: Üniversiteler arasında araştırmaya odaklı olanlara ek bütçe ve yetki verilecektir.
  • Mevcut Akademik enflasyonuna son verilecek, akılcı bir piramit oluşturulacaktır.
  • Akademik Kurul YÖK’ün kuruluşundaki yönergelerdeki gibi uygulanacaktır.
  • Üniversitelerimizin diploma yeterliği, uluslararası üniversitelerce sorgulanamayacaktır.
  • YÖK Kurumu aslına uygun milli hâle

         b)  Akademik Özgürlük:

         Bilimsel Çalışmaların Desteklenmesi: Akademik özgürlük sağlanarak bilimsel araştırmalar teşvik edilecektir.

6) SAĞLIK VE SOSYAL GÜVENLİK

         A- Sorunlar

         Sosyal güvenlik sistemi, tüm vatandaşların sağlık hizmetlerinden eşit şekilde faydalanmasını sağlamayı amaçlasa da bu alanda birçok sorun bulunmaktadır. Prim ödemelerinde yaşanan aksaklıklar ve gelir testi uygulamalarındaki adaletsizlikler, düşük gelirli ailelerin sağlık hizmetlerinden faydalanmasını kısıtlamaktadır.

         Emekliler ve sigortasız çalışanlar, sağlık hizmetlerine erişimde büyük zorluklarla karşılaşmaktadır. Özellikle kayıt dışı çalışanlar, sosyal güvenlik şemsiyesinin dışında kalmakta ve sağlık hizmetlerinden yeterince faydalanamamaktadır. Ayrıca, mevcut sosyal güvenlik sistemi, artan sağlık harcamaları nedeniyle mali sürdürülebilirlik açısından risk altındadır.

         Türkiye’de artan nüfus ve sağlık talepleri, sağlık personeli ve altyapı yetersizliklerini de gün yüzüne çıkarmaktadır. Doktor, hemşire ve diğer sağlık çalışanlarının sayısının yetersizliği, mevcut sağlık personeli üzerindeki iş yükünü artırmakta ve hizmet kalitesini düşürmektedir. Bu durum, özellikle yoğun bakım ve acil servislerde daha belirgin hâle gelmektedir.

         Hastane yatak kapasitesinin sınırlı olması, pandemi gibi kriz durumlarında sağlık sisteminin hızla tıkanmasına neden olmuştur. Ayrıca, teknolojik altyapıdaki eksiklikler, birçok hastanın teşhis ve tedavi süreçlerinde gecikmeler yaşamasına yol açmaktadır. Öncelikli olarak devlet hastanelerinde ve üniversite hastanelerinde yetişmiş olan eğitmen ve uzman kadroların ekonomik gerekçelerle devlet hastanelerinden ve devlet üniversitelerinden özel hastanelere ve özel vakıf üniversitelerine yönelmelerinin önüne geçmek gerekmektedir.

         Birinci aşamada öncelikle numune hastaneleri olmak üzere yüksek ihtisas hastaneleri ve yüksek ihtisas hastanelerine yönelik aile hekimlerinden yapılacak havalelerle hastane öncesi tanı ve tedavi süreçlerinin kuvvetlendirilmesi gerçekleştirilecektir. Bugünkü personel yetersizliğiyle acil servislerde başa çıkılamayacak bir yoğunluk oluşmakta ve gerçek manada acil servis hizmetine muhtaç hastaların ihtiyacına cevap verilememektedir.

         Büyükşehirlerde yoğunlaşan sağlık yatırımları ve uzman doktor sayısının yetersizliği, kırsal kesimlerde sağlık hizmetlerinin kalitesini düşürmektedir. Uzun randevu süreleri, hastanelerdeki aşırı yoğunluk ve tıbbi cihaz eksiklikleri, vatandaşların sağlık ihtiyaçlarının zamanında karşılanmasını zorlaştırmaktadır.

         Özellikle devlet hastanelerinde karşılaşılan uzun bekleme süreleri ve muayene için yeterli zaman ayrılamaması, hastaların sağlık sorunlarının çözümünün gecikmesine neden olmaktadır. Ayrıca özel sağlık hizmetlerinin sadece kâr amaçlı ve yüksek maliyetli olması, gelir seviyesi düşük vatandaşlar için hizmetlere ulaşmada ciddi bir engel oluşturmaktadır.

         Artan ilaç fiyatları ile sağlık giderleri, vatandaşların cebinden yaptığı harcamaları artırmaktadır. Sosyal güvenlik kapsamında karşılanmayan ilaçlar ve tedavi masrafları, özellikle kronik hastalıklarla mücadele eden bireyleri ekonomik olarak zor durumda bırakmaktadır. Tedavi etkisi hakkında hiçbir Hekimden bilgi alınmadan, abartılı bir ilaç tüketimi ve “ ilaç yazan ya da serum takan hekim iyi Hekimdir” anlayışının benimsenmesi sonucunda haddini aşan bir maliyet artışı ile başa çıkmak gerekmektedir.

         Bu konunun çözümleri için;

  • eğitim süreçlerinde ilaç şirketlerinin etkisinin,
  • ihtisas süreçlerinde ilaç şirketlerinin etkisinin,
  • bilimsel kongrelerin oluşturulmasında ilaç şirketlerinin etkisinin,
  • mesleki ve ihtisas dernekleri ve vakıfları üzerinde ilaç şirketlerinin sponsor etkisininkırılması gerekiyor.

         Bunu başaramadığımız takdirde Türk Tabipler Birliği yurt dışındaki ilaç tröstlerine hizmet eden bir yapı olarak varlığını sürdürmeye devam edecektir.

         Kanser tedavilerinde olsun kronik hastalıkların tedavisinde olsun şeker tansiyon metabolik hastalıkların tedavisinde olsun mümkün olan tüm alternatif bütüncül anlayışlar ve diyete müdahale eden süreçler ele alındıktan sonra ilaç tedavileri kişiye özgü tasarlanıp o şekliyle uygulanmalıdır. Yoksa ülke ve ülkenin SGK’si ilaç tröstlerinin sömürgesi yeri hâlinde kalacaktır. Hiçbir zaman SGK ile ilgili yapılan hesap da tutturulamayacaktır.

         Ayrıca, dönem-dönem yaşanan ilaç tedarik sorunları, özellikle ithal ilaçların temin edilmesinde büyük zorluklara yol açmaktadır. Bu durum, hastaların tedavi süreçlerini aksatmakta ve sağlık hizmetlerinin etkinliğini azaltmaktadır.

         Dünya Sağlık Örgütü ve aşı çetesi ile tüm bağlantı sonlanacaktır.

         Organ mafyası ve Adrenochrom ile mücadele edilecektir.

         Yenidoğan çeteleri, yoğun bakım çeteleri ile mücadele edilecektir.

         Sağlık sektöründe yaşanan etik dışı ve yasa dışı uygulamalardan biri de yenidoğan ve yoğun bakım çetelerinin varlığıdır. Bu çeteler, hastanelerde yenidoğan bebeklerin yoğun bakım ünitesine gereksiz yere alınması ya da bazı özel hastanelerde yoğun bakım ünitelerinde doluluk oranlarını artırarak haksız kazanç sağlanması gibi faaliyetlerde bulunmaktadır.

         Bu durum, hem maddi hem de manevi açıdan aileleri mağdur etmekte ve sağlık sektörüne olan güveni zedelemektedir. Ayrıca, gerçekten yoğun bakıma ihtiyaç duyan hastaların yer bulmasını zorlaştırarak sağlık hizmetlerinin işlevselliğini olumsuz etkilemektedir.

         Sağlık personellerine uygulanan şiddet

         Sağlık personeline yönelik şiddet, Türkiye’nin sağlık sistemindeki en acil ve endişe verici sorunlardan biridir. Hastalar ya da hasta yakınları tarafından uygulanan fiziksel ve sözlü şiddet, sağlık çalışanlarının güvenli bir ortamda çalışmasını engellemektedir. Acil servislerdeki yoğunluk, iletişim eksikliği ve sağlık sistemine duyulan genel güvensizlik, şiddet olaylarının artmasına neden olan başlıca faktörlerdir. Bu durum, hem çalışanların psikolojik ve fiziksel sağlığını tehlikeye atmakta hem de sağlık hizmetlerinin kalitesini düşürmektedir.

         Sağlık personellerinin uzun çalışma saatleri ve performans değerlendirmeleri

         Sağlık personeli, özellikle doktorlar ve hemşireler, uzun ve yorucu çalışma saatleriyle karşı karşıyadır. Haftalık çalışma sürelerinin aşılması, nöbet sistemindeki yoğunluk ve dinlenme süresinin yetersizliği, sağlık çalışanlarının fiziksel ve zihinsel yorgunluğa sürüklenmesine neden olmaktadır. Bu durum yalnızca personelin sağlığını değil, hastalara sunulan hizmetin kalitesini de olumsuz etkilemektedir.

         Performans değerlendirme sistemleri de sağlık personelinin motivasyonunu düşüren bir diğer önemli faktördür. Sağlık çalışanlarının performansının hasta memnuniyetine ya da yapılan işlem sayısına göre değerlendirilmesi, hizmet kalitesini ikinci plana atmakta ve çalışanlar üzerinde baskı yaratmaktadır. Bu tür değerlendirmeler, mesleki tatmini azaltırken tükenmişlik sendromuna yol açmaktadır.

         B- Çözümler

  1. Özel Hastaneler Devletleştirilecek, tüm sağlık hizmetleri her Türk vatandaşına ücretsiz verilecektir. Her Türk vatandaşının doğumdan ölüme sağlığı devletin teminatında olacaktır.
  2. Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü yeniden açılacak, yerli ilaç ve aşılar üretilecek, Dünya Sağlık Örgütünün ofisleri kapatılarak, Türkiye’deki faaliyetleri sonlandırılacaktır.
  3. Gazi, şehit aileleri başta olmak üzere, en ayrıntılı sosyal rehabilitasyon projesi kapsamında konut, sağlık, eğitim ve rehabilitasyon gereksinimleri en yüksek düzeyde karşılanarak, vatan uğruna fedakârlık yapan bu güzide evlatlarımızın, vatan ve idealler uğruna fedakârlık yapmaya değdiğini hissetmeleri sağlanacaktır.
  4. Türk Milletinin bedeni kutsaldır, dokunulmazdır. Hastane, yetimhane, huzurevi, bakımevi gibi tüm hizmetler Devlet güvencesinde olacaktır.
  5. Sağlık sisteminde bölgesel farklılıkların azaltılması ve aile hekimliği sisteminin güçlendirilmesi sağlanacaktır.
  6. Ruh sağlığı hizmetlerine yatırım yapılacaktır.
  7. Madde Bağımlılıkları ile mücadele
  8. Elektronik bağımlılıklarla mücadele
  9. Temel bilim merkezleri açılarak tıp, veterinerlik, diş hekimliği ve eczacılık öğrencilerini eğitirken kullanılacaktır.
  10. Eğitim açığı acilen kapatılacaktır.
  11. Fizyopatoloji dersleri ve bütüncül tıp dersleri tekrar müfredata konulacaktır.
  12. Tarama sistemlerinin geliştirilmesi sağlanacaktır.
  13. Gıda niteliği artırılacaktır.
  14. Okulları bu amaçla okul mutfaklarına kavuşturulacaktır.
  15. Eğitmen personelin ve uzmanlık öğrencileri dinamik rotasyonlarla çalıştırılacaktır.
  16. Zorunlu değil gönüllü hizmet verilmesi sağlanacaktır.
  17. GATA tekrar askeri tıp eğitimi
  18. Devlet eliyle istisnai ilaçlar ithali, üretimi konuları değerlendirilecektir.
  19. Öncelikle geleneksel Türk, Küba, Hindistan, Çin gibi tıp okullarıyla kooperasyon yapılacaktır.
  20. Ağız sağlığı, hijyen konularında daha ciddi bir eğitim süreci yakalanacaktır.

7) TARIM VE HAYVANCILIK

         A- Sorunlar

         Tarım, Türkiye’nin ekonomik ve toplumsal yapısında hayati bir öneme sahiptir. Ülkenin gıda güvenliği, ihracat gelirleri ve kırsal nüfusun refahı, tarım sektörünün sağlamlığına bağlıdır.

         1.  Girdi Maliyetlerinin Yüksekliği

         Gübre, tohum, mazot ve zirai ilaç gibi tarımsal girdilerin fiyatları, döviz kurundaki dalgalanmalar ve ithalat bağımlılığı nedeniyle sürekli artmaktadır. Çiftçiler, artan maliyetler karşısında üretim yapmakta zorlanmakta ve kâr marjları düşmektedir. Hayvan yetiştiriciliğinde en büyük gider kalemi olan yem fiyatları sürekli artış göstermektedir.

         2.  Plansız Üretim

         Tarımsal arazilerin kullanımında tam bağımsızlığın ortadan kaldırılması adına ortaya sürülen tüm kanun, kanun hükmünde kararname ve yasaların tamamı hak sahibi olan gerçek toprak sahiplerinin üretim yapmalarını engellemektedir.

         Tarımsal üretim, piyasa ihtiyaçlarına göre planlanmamaktadır. Bu durum, bazı ürünlerde arz fazlası, bazı ürünlerde ise arz eksikliği ve yüksek fiyatlara yol açmaktadır. Ürün deseninin belirlenmesinde çiftçiler yeterince bilgilendirilmemektedir. Tarım bu ülkenin stratejik sektörüdür. Tarım arazilerinin yabancı sermayelere satışı ve kiralanması engellenecektir.

         Hayvancılıkta yerli hayvan ırkları, verim düşüklüğü nedeniyle yeterince desteklenmemektedir. Bunun yerine ithal hayvanların tercih edilmesi, yerli genetik kaynakların azalmasına neden olmaktadır. Türkiye, hem canlı hayvan hem de kırmızı et ithalatında dışa bağımlıdır. Yurt içi üretim yetersiz kaldığında ithalat artmakta ve bu da yerli üreticiyi olumsuz etkilemektedir.

         3.  Depolama ve Lojistik Eksikliği

         Hasat sonrası ürünlerin korunması için yeterli sayıda soğuk hava deposu ve lojistik altyapı bulunmamaktadır. Ürün kayıpları, çiftçilerin gelirlerini azaltmakta ve tüketicilere daha yüksek fiyatlar olarak yansımaktadır.

         4.  Çiftçi Nüfusunun Karşılaştığı Sorunlar

         a) Çiftçi Nüfusunun Azalması

         Tarımsal üretimde çalışan nüfus giderek azalmakta, gençler tarımdan uzaklaşmaktadır. Çiftçilik, düşük gelir ve zor yaşam koşulları nedeniyle cazip bir meslek olmaktan çıkmıştır.

         b)  Eğitim ve Teknoloji Eksikliği

         Çiftçiler, modern tarım teknikleri ve teknolojileri konusunda yeterince eğitim almamaktadır. Dijital tarım uygulamalarının yaygınlaşmaması, üretim verimliliğini sınırlamaktadır.

         c)  Destek ve Finansmana Erişim Zorlukları: 

         Hâl Sektörü ve piyasası finansal işleyişini çek ve senet gibi dolaylı yoldan çiftçilere sundukları için mağdur edilmektedir.

         Çiftçilere sağlanan destekler yetersizdir ve çoğu zaman zamanında ödenmemektedir. Bankalardan kredi alırken çiftçilerin karşılaştığı zorluklar, üretimi finanse etmelerini zorlaştırmaktadır.

         Yerli tohum ve tohum bankaları ile ilgili konular göz ardı edilmektedir.

         Hayvancılık sektörüne verilen devlet destekleri yetersiz kalmakta ya da çiftçiler bu desteklerden etkin bir şekilde yararlanamamaktadır.

         5.  Çiftçinin Ürününden Gelir Elde Etme Sorunları

         Üretici ile tüketici arasındaki aracıların, ürünlerin ücretlerine koydukları kâr oranının yüksek olması, ürünün üretiminde asıl emek sahibi olan çiftçinin emeğinin hakkını alamamasına, tüketicinin giderinin artmasına yol açmaktadır.

         B- Çözümler

         Tarımdan hayvancılığa, madencilikten ulaşıma, ağır sanayiden teknolojiye hayatın her alanında yerli, milli ve toplu kalkınma hayata geçirilecektir.

  1. Tarımda tamamen organik üretim yapılacak, Türk vatandaşlarının GDO’lu yiyeceklerle zehirlenmesine son verilecektir.
  2. Yerli tohum kullanılacak, kontrollü tarım işlemlerine ağırlık
  3. Büyükşehir yasası iptal edilecek, mahalleye çevrilen köyler tekrar eski statüsüne kavuşturulacak, son 20 yılda icra yolu ile köylünün elinden alınan tarım arazileri tekrar sahiplerine iade edilecektir
  4. Köye dönüş projesi başlatılacak, tarım arazilerinin yabancıya satışının önü kapatılacaktır.
  5. Çiftçilerimize yakıt, üretim araçları ve gübre desteği sezon öncesinde
  6. Ormanlarımızda ağaçlandırma ve ağaç kesimi ihtiyaca ve gereklere göre yapılacak, kesilen ormanlara vakit kaybetmeden ağaç dikimi yapılacak, ormanlarımız tam koruma altına alınacaktır.
  7. Yanan ormanlarımızın, orman vasfının korunması sağlanarak imara açılması önlenecektir.
  8. Tarımda üretim planlaması tesis edilecek ve su-ürün ilişkilerini gözeten bir destekleme modeli hayata geçirilecektir.
  9. Tarımsal üreticilerin en kısa zincir ile pazara ulaşımı sağlanacaktır. Üreticilerin daha çok kazanması ve tüketicilerin daha ucuza gıda tüketimi temin edilecektir. Çiftçilerin ürünlerini Toprak Mahsulleri Ofisi aracılığıyla satışı sağlanacaktır.
  10. Hayvancılık, alt sektörleriyle birlikte bölgesel bazlı olarak ele alınacak, destekleme politikaları bu çerçevede düzenlenecektir.
  11. Büyükbaş, küçükbaş süt ve et besiciliği desteklenecek, büyükbaş ve küçükbaş hayvan ithalatına son Verilecek destekler ile et ve süt besicilerimiz teşvik edilecektir.
  12. Üretilen tarımsal ürünlerin bir kısmı tarlada kalırken şehir merkezlerinde aynı ürünlerin fahiş fiyatlarla tüketiciye sunulması önlenecektir.
  13. Tarımın gittikçe daha çok oranda sermayeye bağımlı olmasının sonucu olarak çiftçilerin üretimi terk etmesi göçü artırmıştır.
  14. Tarım alanlarının giderek küçülmesi, hayvancılığın gerilemesi
  15. Dijital tarım uygulamaları ve akıllı sulama sistemleri teşviki
  16. Genç çiftçi destekleri ve kırsal kalkınma projeleri uygulanacaktır.
  17. Sürdürülebilir tarım ve çevre dostu politikaların benimsenmesi sağlanacaktır.
  18. Çiftçiye ürün için alım garantisi

         Tarım ve Hayvancılıkta Ar-Ge Çalışmaları

         1. Tarım Verimliliğini Artıracak AR-GE Çalışmaları

  • Verimli Tohum Geliştirilecektir: Yerli ve kuraklığa dayanıklı tohum çeşitleri geliştirilerek üreticilere sunulacaktır.
  • Toprak Analizi Teknolojileri Geliştirilecektir: Tarım alanlarında dijital toprak analiz cihazları yaygınlaştırılarak, doğru gübreleme ve sulama yöntemleri belirlenecektir.
  • Bitki Hastalıklarına Karşı Çözümler Bulunacaktır: Zararlılara dayanıklı ve kimyasal kullanımını azaltan biyolojik çözümler araştırılacaktır.

         2.  Su Yönetimi ve Sulama Teknolojileri

  • Akıllı Sulama Sistemleri Geliştirilecektir: Az su tüketen damla sulama sistemleri ve akıllı sensörlerle çalışan otomatik sulama cihazları geliştirilecektir.
  • Yağmur Hasadı Projeleri Yapılacaktır: Yağmur sularının toplanması ve tarımda kullanımı için yenilikçi projeler desteklenecektir.
  • Tuzlu ve Atık Suların Tarımda Kullanımı Araştırılacaktır: Tuzlu ve arıtılmış atık suların tarımda kullanımını mümkün kılacak yöntemler geliştirilecektir.

         3.  İklim Değişikliği ve Kuraklıkla Mücadele

  • İklim Dostu Ürün Çeşitleri Geliştirilecektir: Kuraklık ve yüksek sıcaklıklara dayanıklı bitki türleri yetiştirilecektir.
  • Yenilenebilir Enerji: Tarımda yenilenebilir enerji kullanımı artırılacak, çiftçiler için güneş enerjili sulama sistemleri geliştirilecektir.
  • Tarım Alanlarındaki Risk Haritaları Hazırlanacaktır: İklim değişikliğinin etkilerini minimize etmek için tarım bölgeleri özelinde risk analizleri yapılacaktır.

         4.  Dijital Tarım ve Teknoloji Kullanımı

  • Tarımda Dronelar Kullanılacaktır: Dronelar, tarım alanlarında gübreleme, ilaçlama ve ürün takibi için kullanılacaktır.
  • Yapay Zeka ile Ürün Takibi Sağlanacaktır: Verimlilik artırıcı yapay zeka destekli tarım yönetim sistemleri geliştirilecektir.
  • Sensör ve IoT Teknolojileri İle Akıllı Şehirler Sistemi Yaygınlaştırılacaktır: Çiftliklerde, sıcaklık, nem ve toprak durumunu takip eden sensörlerle veriler toplanacak ve analiz edilecektir.

         5.  Organik Tarım ve Sürdürülebilirlik

  • Organik Gübre ve Pestisit Geliştirilecektir: Doğal kaynaklardan elde edilen organik gübre ve pestisitlerin üretimi artırılacaktır.
  • Permakültür ve Agroekoloji Projeleri Desteklenecektir: Çiftçilere doğaya zarar vermeyen tarım uygulamaları konusunda eğitimler verilecektir.
  • Tarım Atıklarının Dönüştürülmesi Sağlanacaktır: Tarım atıkları geri dönüştürülerek enerji üretiminde veya hayvancılıkta kullanılacaktır.

         6.  Genç Çiftçiler ve Kadınlar için Projeler

  • Genç Çiftçi Programları Başlatılacaktır: Genç girişimcilerin yenilikçi tarım projeleri için AR-GE desteği sağlanacaktır.
  • Kadın Çiftçiler için Eğitim Verilecektir: Kadın çiftçilere tarım teknolojileri ve yenilikçi yöntemler konusunda eğitim ve destek verilecektir.

         7.  AR-GE Projeleri

  • Akıllı Tarım Uygulamaları Projesi: Mobil uygulama üzerinden çiftçilere toprak ve hava durumu analizleri sunulacaktır.
  • Sera Otomasyon Sistemleri: Akıllı sera sistemleriyle sıcaklık, nem ve sulama tamamen otomatik hale getirilecektir.
  • Bitki DNA Haritalama Projesi: Türkiye’nin yerel bitki türleri genetik olarak analiz edilecek ve gelecek nesillere aktarılması sağlanacaktır.
  • Güneş Enerjisi ile Çalışan Tarım Makineleri: Yenilenebilir enerjiyle çalışan traktör ve diğer makineler geliştirilerek çiftçilerin enerji maliyetleri düşürülecektir.

         8.  AR-GE Çalışmaları için İş Birlikleri

  • Üniversiteler ve Çiftçiler İş Birliği Yapacaktır: Üniversitelerde geliştirilen teknolojiler doğrudan sahada uygulanacaktır.
  • Uluslararası Destek Alınacaktır: Tarımda dünya çapında başarılı uygulamalar Türkiye’ye entegre edilecektir.
  • Özel Sektör ile Ortak Projeler Yürütülecektir: Tarım teknolojisi şirketleriyle ortaklıklar kurulacak, çiftçilerin uygun fiyatlarla teknolojiye erişimi sağlanacaktır.

         9.  Verimliliği Artıracak AR-GE Çalışmaları

  • Yerli Irklar Islah Edilecektir: Yerli hayvan ırklarının süt, et ve döl verimini artıracak ıslah çalışmaları yapılacaktır.
  • Hastalıklara Dayanıklı Irklar Geliştirilecektir: Hayvanlarda hastalıklara karşı genetik dayanıklılığı artıran projeler hayata geçirilecektir.
  • Hayvan Besleme Teknolojileri Geliştirilecektir: Yüksek verimli yem türleri ve hayvanlara özel dengeli beslenme formülleri geliştirilecektir.

         10. Hayvan Sağlığı ve Aşı Teknolojileri

  • Yerli Aşı Üretimi Artırılacaktır: Hayvan hastalıklarına karşı yerli ve daha etkili aşıların üretimi teşvik edilecektir.
  • Hastalık Erken Teşhis Sistemleri Kurulacaktır: Sensörler ve yapay zekâ teknolojileriyle hastalıkların erken teşhisi sağlanacaktır.
  • Antibiyotik Kullanımı Azaltılacaktır: Antibiyotiğe alternatif doğal ve biyoteknolojik çözümler geliştirilecektir.

         11.  Dijitalleşme ve Akıllı Hayvancılık Teknolojileri

  • Akıllı Çiftlik Sistemleri Kurulacaktır: Hayvanların sağlık durumunu, yem tüketimini ve hareketlerini izleyen sensörler çiftliklerde yaygınlaştırılacaktır.
  • Sürü Yönetim Yazılımları Geliştirilecektir: Mobil uygulamalarla hayvanların sağlık, üretim ve üreme takibi kolaylaştırılacaktır.
  • Drone’lar ve IoT Kullanılacaktır: Geniş otlaklarda hayvanların yerlerini ve sağlık durumlarını izlemek için dronelar ve nesnelerin interneti teknolojileri kullanılacaktır.

         12.  İklim Değişikliği ve Sürdürülebilir Hayvancılık

  • Yenilenebilir Enerji: Hayvancılık faaliyetlerinde yenilenebilir enerji kullanımına geçilecek ve sera gazı emisyonlarını azaltan yöntemler geliştirilecektir.
  • Hayvansal Atıkların Yönetimi Sağlanacaktır: Hayvan gübresinin biyogaz ve organik gübreye dönüştürülmesi için projeler uygulanacaktır.
  • Küçük Çiftlikler için Yeşil Teknolojiler Geliştirilecektir: Küçük ölçekli işletmelere uygun düşük maliyetli sürdürülebilirlik çözümleri sunulacaktır.

         13.  Yem Üretimi ve Beslenme Çalışmaları

  • Alternatif Yem Kaynakları Araştırılacaktır: Geleneksel yemlere alternatif olarak protein açısından zengin böcek unu, alg ve diğer yenilikçi yem kaynakları geliştirilecektir.
  • Yem Verimliliği Artırılacaktır: Sindirimi kolay ve hayvanın verimliliğini artıran yem katkı maddeleri geliştirilecektir.
  • Yerel Yem Bitkileri Yetiştirilecektir: Bölgeye uygun yem bitkilerinin üretimi artırılacak, dışa bağımlılık azaltılacaktır.

         14. Genetik ve Üreme Çalışmaları

  • Embriyo Transferi Yaygınlaştırılacaktır: Yüksek verimli hayvanların çoğaltılması için embriyo transferi teknolojileri geliştirilecektir.
  • Klonlama Çalışmaları Desteklenecektir: Özellikle verimli ve dayanıklı hayvanların genetik kopyalanması konusunda AR-GE çalışmaları yapılacaktır.
  • Genetik Haritalama Projeleri Geliştirilecektir: Yerli hayvan ırklarının genetik yapıları detaylı olarak incelenerek ıslah çalışmaları planlanacaktır.

         15. Hayvan Refahını İyileştirme Çalışmaları

  • Hayvan Barınakları Modernize Edilecektir: Hayvanların yaşam alanları, refahlarını artıracak şekilde iyileştirilecektir.
  • Stres Azaltıcı Yöntemler Geliştirilecektir: Hayvanların stresten kaynaklanan verim kaybını önlemek için özel yöntemler geliştirilecektir.
  • Otlatma ve Serbest Gezinim Alanları Planlanacaktır: Hayvanların daha doğal bir ortamda yetişmesi için uygun otlatma alanları oluşturulacaktır.

         16.  AR-GE Projeleri

  • Akıllı Süt İzleme Sistemi: Süt ineklerinin süt verimini ve sağlık durumunu gerçek zamanlı izleyen sensör sistemleri kurulacaktır.
  • Yerli Sığır Irklarının Islahı Projesi: Türkiye’nin yerli sığır ırklarının et ve süt verimliliğini artıracak genetik projeler yapılacaktır.
  • Siber Sürü Yönetimi Projesi: Yapay zekâ destekli bir yazılımla sürüdeki her hayvanın bireysel takibi sağlanacaktır.
  • Biyogaz Tesisleri    Kurulması:    Büyük    ölçekli    çiftliklerde    hayvan atıklarından enerji üreten biyogaz tesisleri inşa edilecektir.
  • Alternatif Yem    Projesi:    Yüksek    protein    içeren    böcek    ununun hayvancılıkta kullanımı araştırılacaktır.
  • Mobil Veterinerlik Hizmetleri Uygulaması: Çiftçilerin hayvan sağlığı hizmetlerine hızlı erişimini sağlayacak mobil uygulamalar geliştirilecektir.

         17.  AR-GE Çalışmaları için İş Birlikleri

  • Üniversite-Sanayi İş Birliği Geliştirilecektir: Hayvancılık teknolojileri alanında üniversiteler ve özel sektör iş birliği yapacaktır.
  • Uluslararası Fonlar Kullanılacaktır: FAO ve Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşlardan finansal destek sağlanacaktır.
  • Bölgesel Araştırma Merkezleri Kurulacaktır: Her bölgenin hayvancılık potansiyeline uygun AR-GE çalışmaları için merkezler kurulacaktır.

8) TURİZM

         A- Sorunlar

         1.  Plansız ve Dengesiz Turizm Politikaları

         a) Kısa Vadeli Politikalar

         Türkiye’de turizm sektörüne yönelik politikalar genellikle kısa vadeli ve kriz yönetimine odaklıdır. Stratejik, uzun vadeli bir turizm planı eksikliği, sektörün gelişimini olumsuz etkilemektedir.

         b)  Bölgesel Dengesizlik

         Turizm faaliyetleri belirli bölgelerde (örneğin Akdeniz ve Ege kıyıları) yoğunlaşmıştır. İç Anadolu, Karadeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu gibi bölgelerde turizm potansiyeli yeterince değerlendirilememektedir.

         2.  Çevresel Sorunlar ve Sürdürülebilirlik Eksikliği

         a) Doğal Kaynakların Tahribatı

         Aşırı yapılaşma, kıyı bölgelerindeki plansız turizm yatırımları ve çevre kirliliği, doğal güzellikleri tehdit etmektedir. Bu durum, özellikle kıyı turizmini sürdürülebilir kılmayı zorlaştırmaktadır.

         3.  Tanıtım ve Pazarlama Eksiklikleri

         a) Yetersiz Tanıtım Faaliyetleri

         Türkiye, turizm potansiyelini uluslararası alanda yeterince tanıtamamaktadır.

         Özellikle kültür, tarih ve gastronomi gibi geniş alanlarda tanıtım faaliyetleri sınırlıdır.

         b)  Algı Yönetimi Problemleri

         Türkiye’nin uluslararası sahada güvenlik ve siyasi istikrarla ilgili olumsuz algısı, turistlerin ülkeye olan ilgisini azaltabilmektedir.

         4.  Yetersiz Turizm Altyapısı

         a) Ulaşım Sorunları 

         Bazı turistik bölgelere ulaşım olanaklarının sınırlı olması, bu bölgelerin ziyâretçi çekme kapasitesini düşürmektedir. Özellikle Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde havayolu ve karayolu altyapısı yetersizdir.

         b)  Konaklama ve Hizmet Kalitesi 

         Bazı bölgelerde konaklama tesislerinin hizmet kalitesi uluslararası standartların altındadır. Ayrıca hizmet sektöründeki personel eğitimi yetersizdir.

         5.  Sezon Bağımlılığı

         Türkiye’de turizm faaliyetleri, büyük ölçüde yaz aylarına ve deniz-kum-güneş turizmine bağlıdır. Kış ve kültür turizm faaliyetleri yetersizdir. Bu durum, sektörün yıl boyunca istikrarlı bir gelir elde etmesini zorlaştırmaktadır.

         6.  Güvenlik ve Siyasi İstikrar Sorunları

         Terör olayları, doğal afetler ve siyasi istikrarsızlık gibi faktörler, turistlerin Türkiye’ye olan ilgisini azaltmaktadır.

         7.  Turizmde Yerel Halkın Katılımının Azlığı

         Turizm faaliyetlerinden elde edilen gelirlerin büyük bir kısmı yerel halka ulaşmamaktadır. Bu durum, yerel halkın turizmi destekleme konusunda motivasyonunu azaltmaktadır.

         8.  Yüksek Maliyetler ve Rekabet Gücü Eksikliği

         Turizm hizmetlerinin girdi maliyetleri uluslararası rakiplerle kıyaslandığında yüksektir. Bu durum, Türkiye’nin rekabet gücünü zayıflatmaktadır.

         B- Çözümler

         Genel

  1. Sürdürülebilir kısa, orta ve uzun vadeli bölgesel turizm kalkınma planları yapılacaktır.
  2. Az bilinen bölgelerde turizmi canlandıracak tanıtım kampanyaları ve altyapı yatırımları yapılacaktır.
  3. Devamlı gelir kaynağı hâline getirilecek, kongre, tarih, coğrafya, kültür, gastronomi ve sağlık gibi sektörlerle desteklenecektir.
  4. Turistik bölgelere öncelikle demiryolu ulaşımı sağlanacak, diğer ulaşım yolları kolaylaştırılarak ulaşım projeleri hayata geçirilecektir.
  5. Turizm sektöründe çalışan personel için mesleki sürekli eğitim programları güncellenecektir.
  6. Kış turizmi, kültür turizmi, sağlık turizmi ve kongre turizmi gibi alternatif turizm türlerine yatırım yapılacaktır.
  7. Yayla turizmi ve eko turizm gibi yılın farklı dönemlerinde faaliyet gösteren turizm seçenekleri teşvik edilecektir.
  8. Güvenlik önlemleri    artırılacak    ve    özel    turizm    kriz     yönetimi    planları hazırlanacaktır.
  9. Türkiye’nin güvenli    bir    turizm    destinasyonu    olduğunu    göstermek    için uluslararası iş birlikleri yapılmasına öncelik verilecek, süreklilik sağlanacaktır.
  10. Yerel halkın turizm gelirlerinden faydalanmasını sağlamak için kooperatifler ve yerel işletmelere yeni teşvik esasları getirilerek desteklenecektir.
  11. Yerel kültürleri tanıtılacak, illerin kuruluş festivallerine öncelik verilecek, yerli malı haftasının kutlanmasına yönelik yeni teşvik esasları getirilerek
  12. Fiyat-kalite dengesini sağlayacak yeni teşvikler ve uluslararası kurallara uygun standartlar oluşturulacaktır.

9) ENERJİ, DOĞAL VE YERALTI KAYNAKLARIN KULLANIMI

         A- Sorunlar

         a) ENERJİ

  1. Enerji Kaynaklarına Bağımlılık

         a) Dışa Bağımlılık: Türkiye, enerji ihtiyacının büyük bir kısmını ithalatla karşılamaktadır. Bu durum, ekonomik kırılganlığa ve enerji maliyetlerinin artmasına neden olmaktadır.

         b) Fosil Yakıtların Ağırlığı: Fosil yakıtlara olan yüksek bağımlılık, hem ekonomik hem de çevresel açıdan sürdürülebilir değildir.

         2.  Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Yetersiz Kullanımı

         Türkiye’de güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının potansiyeline rağmen bu kaynaklar yeterince değerlendirilmemektedir. Yenilenebilir enerji yatırımları ve altyapı eksiklikleri, enerji dönüşümünü yavaşlatmaktadır.

         3.  Enerji Verimliliği Sorunları

         Sanayi, konut ve ulaşım sektörlerinde enerji israfı ciddi boyuttadır. Enerji verimliliği uygulamalarına yönelik farkındalık ve teşvikler yetersiz kalmaktadır. Eski ve verimsiz altyapılar enerji kaybına neden olmaktadır.

         4.  Doğal Kaynakların Aşırı ve Plansız Tüketimi

         Su kaynaklarının aşırı kullanımı ve kirliliği, su kıtlığına neden olmaktadır. Madencilik faaliyetlerinde çevreye verilen zarar ve kaynakların plansız kullanımı, ekosistemleri tahrip etmektedir. Ormanlar gibi yenilenebilir doğal kaynakların korunmasında yetersizlikler bulunmaktadır.

         5.  Çevresel Etkiler ve İklim Değişikliği

         Fosil yakıt tüketimi nedeniyle karbon salınımı artmakta ve bu durum iklim değişikliğini hızlandırmaktadır. Enerji üretimi ve sanayi faaliyetlerinden kaynaklanan hava, su ve toprak kirliliği çevre sağlığını tehdit etmektedir.

         6.  Enerji Maliyetlerinin Yüksekliği

         Türkiye’de enerji maliyetleri yüksek seviyededir ve bu durum hem sanayi hem de hane halkı üzerinde ekonomik baskı oluşturmaktadır. Enerji fiyatlarının dalgalanması, ithalat bağımlılığı nedeniyle kontrol edilememektedir.

         7.  Teknolojik ve Altyapı Eksiklikleri

         Türkiye’de enerji depolama, akıllı şebeke sistemleri ve enerji teknolojilerinde yeterli gelişme sağlanamamıştır. Yenilenebilir enerji yatırımları için finansman eksiklikleri ve bürokratik engeller bulunmaktadır.

         8.  Enerji Güvenliği ve Kesintiler

         Enerji arz-talep dengesinin sağlanamaması, kesintilere neden olabilmektedir. Özellikle elektrik altyapısındaki yetersizlikler, güvenlik sorunları yaratmaktadır.

         9.  Toplumda Bilinç ve Farkındalık Eksikliği

         Enerji tasarrufu ve doğal kaynakların korunması konusunda toplumun büyük bir kısmında yeterli bilinç oluşmamıştır. Eğitim ve bilinçlendirme kampanyalarının yetersizliği, enerji ve kaynak israfını artırmaktadır.

         10.  Biyoçeşitliliğe Zarar

         Enerji üretimi ve doğal kaynak çıkarımı süreçleri, habitat kaybına ve biyoçeşitliliğin azalmasına yol açmaktadır.Barajlar ve diğer enerji projeleri nedeniyle tarım alanları ve doğal yaşam alanları tahrip edilmektedir.

         B- Çözümler 

         1.    Enerji Kaynaklarına Bağımlılığın Azaltılması

         Türkiye’nin enerji ihtiyacını karşılamak için yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırımlar artırılacaktır. Doğalgaz ve petrol ithalatına bağımlılığı azaltmak için enerji üretiminde çeşitlilik sağlanacaktır. Enerji depolama teknolojilerine yönelik Ar-Ge projeleri geliştirilecektir.

         2.    Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Kullanımının Yaygınlaştırılması

         Güneş, rüzgar ve biyokütle gibi yenilenebilir enerji kaynakları için teşvik mekanizmaları güçlendirilecektir. Yenilenebilir enerji santralleri kurulacak ve kırsal bölgelerde bu teknolojilerin kullanımı artırılacaktır. Mikro enerji üretim sistemleri (evsel güneş panelleri gibi) teşvik edilerek bireysel üretim yaygınlaştırılacaktır.

         3.    Enerji Verimliliğinin Artırılması

         Kamu binaları, sanayi tesisleri ve konutlarda enerji verimliliği projeleri uygulanacaktır. Enerji verimli cihazların kullanımı yaygınlaştırılacak ve enerji israfı önlenecektir. Ulaşım sektöründe enerji verimliliğini artırmak için toplu taşıma sistemleri geliştirilecektir.

         4.    Doğal Kaynakların Sürdürülebilir Yönetimi

         Su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir kullanımı için akıllı sulama sistemleri yaygınlaştırılacaktır. Madencilik faaliyetleri çevreye duyarlı şekilde düzenlenecek ve rehabilitasyon projeleri uygulanacaktır. Orman kaynaklarının korunması için ağaçlandırma çalışmaları artırılacaktır.

         5.    Çevresel Etkilerin Azaltılması ve İklim Değişikliği İle Mücadele

         Fosil yakıt kullanımını azaltmak için karbon emisyonuna yönelik düzenlemeler hayata geçirilecektir. Elektrikli araçların yaygınlaşması için şarj istasyonu altyapıları geliştirilecektir. Sanayi tesislerinde temiz enerji teknolojilerinin kullanımı teşvik edilecektir.

         6.    Enerji Maliyetlerinin Düşürülmesi

         Yerli enerji üretim kapasitesinin artırılması ile enerji maliyetleri azaltılacaktır. Enerji fiyatlarındaki dalgalanmayı önlemek için uzun vadeli enerji tedarik anlaşmaları yapılacaktır. Yenilenebilir enerji projelerine yönelik düşük faizli finansman imkânları sağlanacaktır.

         7.    Teknolojik ve Altyapı Eksikliklerinin Giderilmesi

         Akıllı enerji şebekeleri kurulacak ve dijital enerji yönetim sistemleri yaygınlaştırılacaktır. Enerji depolama teknolojilerinin yerli üretimi desteklenecektir. Enerji altyapılarında modernizasyon çalışmaları yapılacaktır.

         8.    Enerji Güvenliğinin Sağlanması

         Enerji arz-talep dengesini sağlamak için enerji üretiminde çeşitlilik artırılacaktır. Stratejik enerji depolama tesisleri inşa edilecektir. Elektrik kesintilerini önlemek için dağıtım altyapıları yenilenecektir.

         9.    Toplumda Bilinç ve Farkındalığın Artırılması

         Enerji tasarrufu ve çevre bilincine yönelik ulusal kampanyalar düzenlenecektir. Okullarda enerji ve doğal kaynakların korunmasına yönelik eğitim programları oluşturulacaktır.Toplumun tüm kesimlerini kapsayan enerji tasarrufu projeleri uygulanacaktır.

         10. Biyoçeşitliliğin Korunması

         Enerji projelerinin çevreye etkilerini en aza indirmek için ÇED (Çevresel Etki Değerlendirme) süreçleri daha sıkı şekilde uygulanacaktır. Tarım alanları ve doğal yaşam alanlarının korunmasına yönelik düzenlemeler yapılacaktır. Yenilenebilir enerji projelerinde çevreye duyarlı teknolojiler tercih edilecektir. Enerji ve doğal kaynakların daha verimli, sürdürülebilir ve çevre dostu şekilde kullanılması sağlanacaktır.

         b) MADENLER

         A- Sorunlar

         1.  Çevresel Sorunlar

  • Doğal Tahribat: Madencilik faaliyetleri sırasında ormanlar, tarım alanları ve doğal yaşam alanları zarar görmektedir.
  • Atık Yönetimi: Maden çıkarımı ve işlenmesi sırasında oluşan atıklar, su ve toprak kirliliğine yol açmaktadır.
  • Hava Kirliliği: Özellikle kömür madenlerinde fosil yakıt kullanımı ve taşınması sırasında hava kirliliği oluşmaktadır.

         2.  İş Güvenliği ve Çalışma Koşulları

  • İş Kazaları: Madencilik sektörü, Türkiye’de en çok iş kazası yaşanan sektörlerden biridir. Soma maden kazası gibi büyük olaylar, sektörün güvenlik standartlarının düşük olduğunu göstermiştir.
  • Yetersiz Denetimler: Maden ocaklarında iş sağlığı ve güvenliği denetimleri yetersiz kalmaktadır.

         3.  Ekonomik ve Finansal Sorunlar

  • Yeterli Teknoloji Kullanımı Eksikliği: Madenlerin çıkarılması ve işlenmesi genellikle düşük teknolojiyle yapılmaktadır, bu da üretimde verimliliği düşürmektedir.
  • İthalat Bağımlılığı: Bazı madenlerin işlenmesi için gerekli teknolojiler ve ekipmanlar ithal edilmektedir.
  • Düşük Katma Değerli Üretim: Madenler genellikle işlenmeden ihraç edilmekte, bu da düşük gelir sağlamaktadır.

         4.  Rezervlerin Verimli Kullanılamaması

  • Rezervlerin Yetersiz Keşfi: Türkiye’deki maden rezervlerinin bir kısmı henüz keşfedilmemiş veya çıkarılmamıştır.
  • Plansız Çıkarım: Madencilik faaliyetlerinde plansız ve yoğun çıkarım yapılması, madenlerin ömrünü kısaltmaktadır.

         5.  Sosyal ve Yerel Sorunlar

  • Yerel Halkın Etkilenmesi: Maden faaliyetleri, çevredeki halkın yaşam alanlarını olumsuz etkileyebilmekte ve sosyal huzursuzluğa neden olmaktadır.
  • Göç ve İşsizliği Azaltmada Yetersizlik: Madencilik sektöründe çalışan sayısı sınırlı olup, bu sektör yerel ekonomiyi beklenildiği kadar canlandıramamaktadır.

         6.  Çevreye Duyarlı Teknolojilerin Yetersizliği

  • Çevre dostu madencilik yöntemleri ve geri dönüşüm teknolojileri yeterince kullanılmamaktadır.
  • Atık yönetiminde modern ve sürdürülebilir teknolojilere geçiş yavaştır.

         7.  Yasal ve Politik Sorunlar

  • Yetersiz Yasal Düzenlemeler: Madencilik faaliyetlerini düzenleyen yasaların bir kısmı güncel ihtiyaçlara cevap verememektedir.
  • Bürokrasi ve İzin Süreçleri: Maden ruhsatlandırma süreçleri uzun ve karmaşıktır.
  • Yabancı Şirketlerin Hakimiyeti: Bazı maden sahalarının yabancı şirketler tarafından işletilmesi, yerel ekonomiye katkıyı sınırlamaktadır.

         8.  Enerji ve Taşıma Sorunları

  • Madenlerin çıkarılması ve işlenmesi için enerji maliyetleri yüksektir.
  • Ulaşım altyapısının yetersizliği, madenlerin taşınmasını zorlaştırmakta ve maliyetleri artırmaktadır.

         B- Çözümler

         1.    Çevresel Sorunların Azaltılması

         Madencilik faaliyetlerinde çevreye verilen zararı azaltmak için çevre dostu teknolojiler kullanılacaktır. Maden çıkarımı sırasında oluşan atıkların yönetimi için geri dönüşüm ve atık azaltma yöntemleri uygulanacaktır. Doğal yaşam alanlarının korunması amacıyla maden çıkarılan alanlarda rehabilitasyon projeleri gerçekleştirilecektir.

         2.    İş Güvenliği ve Çalışma Koşullarının İyileştirilmesi

         Madencilik sektöründe iş kazalarını önlemek için iş sağlığı ve güvenliği standartları güçlendirilecektir. Düzenli denetimler yapılacak ve güvenlik ekipmanlarının kullanımı zorunlu hale getirilecektir. Çalışanların eğitim programlarına katılımı sağlanarak güvenlik bilinci artırılacaktır.

         3.    Ekonomik ve Finansal Sorunların Çözülmesi

         Madencilik sektöründe yüksek katma değerli üretim için maden işleme tesisleri kurulacaktır. Yerli üretimi artırmak amacıyla ileri teknoloji ekipmanlarının yerli olarak üretilmesi teşvik edilecektir. İhracatta işlenmemiş maden satışına sınırlamalar getirilecek, işlenmiş maden ihracatı desteklenecektir. Yabancı sermayelerin elindeki tüm madenler millileştirilecektir.

         4.    Rezervlerin Verimli Kullanımının Sağlanması

         Henüz keşfedilmemiş rezervlerin belirlenmesi için detaylı jeolojik araştırmalar yapılacaktır. Rezervlerin uzun vadeli planlama ile sürdürülebilir şekilde çıkarılması sağlanacaktır. Madencilik faaliyetlerinde modern çıkarım teknikleri kullanılacaktır.

         5.    Sosyal ve Yerel Sorunların Çözülmesi

         Madencilik faaliyetlerinin yürütüldüğü bölgelerde yerel halkın ekonomik ve sosyal ihtiyaçlarını karşılayacak projeler geliştirilecektir. Yerel istihdam artırılacak ve madencilik sektöründe çalışanlara mesleki eğitim sağlanacaktır. Yerel halkın yaşam alanlarına zarar verilmesini önlemek için çevresel ve sosyal etki değerlendirme raporları zorunlu hâle getirilecektir.

         6.    Çevreye Duyarlı Teknolojilerin Kullanımının Yaygınlaştırılması

         Çevre dostu madencilik yöntemleri kullanılacak ve çevresel zarar en aza indirilecektir. Madenlerin işlenmesi sırasında enerji tasarrufu sağlayan teknolojiler geliştirilecektir. Atık yönetiminde modern teknolojiler kullanılarak çevreye zararlı etkiler azaltılacaktır.

         7.    Yasal ve Politik Düzenlemelerin Geliştirilmesi

         Madencilik sektörüyle ilgili yasal düzenlemeler güncellenecek ve denetimler artırılacaktır. Ruhsatlandırma süreçleri hızlandırılacak ve bürokratik engeller azaltılacaktır. Maden sektöründe yerli işletmelerin desteklenmesi için teşvikler sağlanacaktır.

         8.    Enerji ve Ulaşım Sorunlarının Çözülmesi

         Maden çıkarımında kullanılan enerji kaynaklarının maliyeti düşürülecek ve yenilenebilir enerji kullanımı teşvik edilecektir. Madencilik faaliyetlerine uygun ulaşım altyapıları oluşturulacaktır. Madenlerin taşınmasında lojistik maliyetleri azaltmak için demiryolu taşımacılığı geliştirilecektir.

         9.    Eğitim ve Farkındalığın Artırılması

         Madencilik sektöründe çalışanlara yönelik mesleki eğitim programları düzenlenecektir. Çevre bilinci oluşturmak için toplum genelinde bilgilendirme kampanyaları yapılacaktır. Üniversiteler ve araştırma merkezleri ile iş birliği yapılarak madencilik teknolojilerinde yenilikçi çözümler geliştirilecektir.

         10. Biyoçeşitliliğin Korunması

         Maden çıkarılan alanlarda ekosistemin korunması için özel rehabilitasyon projeleri uygulanacaktır. Tarım alanlarının ve su kaynaklarının madencilik faaliyetlerinden etkilenmesi önlenecektir. Biyoçeşitliliği tehdit eden madencilik projelerine sınırlamalar getirilecektir. 

c) ULUSAL SU POLİTİKALARI

         A – Sorunlar

         Türkiye’deki geniş çaplı su problemleri, hem mevcut su kaynaklarının korunmasını hem de sürdürülebilir şekilde kullanılmasını tehdit etmektedir. Türkiye’deki su problemleri, acil çözümler gerektiren çevresel, ekonomik ve sosyal bir mesele hâline gelmiştir.

         1.  Su Kaynaklarının Azalması 

  • Su Stresi: Türkiye kişi başına yıllık 350 m³ su miktarıyla su stresi yaşayan bir ülke olarak kabul edilmektedir. Artan nüfus ve azalan yağışlar, kişi başına düşen su miktarını daha da azaltmaktadır.
  • Kuraklık: Özellikle İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Ege bölgelerinde akarsu kaynakları ve gölleri artan kuraklık nedeniyle tükenme riskiyle karşı karşıyadır.
  • Yeraltı Sularının Aşırı Kullanımı: Konya Ovası gibi bölgelerde yeraltı suyu çekimi kontrolsüz şekilde yapılmakta, bu da su seviyelerinin ciddi şekilde düşmesine ve obruk oluşumlarına yol açmaktadır.

         2.  Kirlilik

  • Sanayi Atıkları: Arıtma tesislerinin yetersizliği nedeniyle sanayi kaynaklı atıklar su kaynaklarını kirletmektedir.
  • Evsel Atıklar: Kanalizasyon sistemlerinin yetersiz olduğu bölgelerde evsel atık sular, su kaynaklarına karışarak ciddi kirlilik yaratmaktadır.
  • Tarımda Kullanılan Kimyasallar: Pestisitler ve gübreler, yeraltı ve yüzey sularını kirleterek hem ekosistemlere hem de insan sağlığına zarar

         3.  Plansız ve İsraf Edilen Su Kullanımı

  • Tarımda Aşırı Su Kullanımı: Türkiye’de suyun yaklaşık %74’ü tarımda kullanılmaktadır. Geleneksel sulama yöntemleri (salma sulama gibi) nedeniyle ciddi su israfı yaşanmaktadır.
  • İçme ve Kullanma Suyunun İsrafı: Şehirlerde su altyapısının eski ve yetersiz olması nedeniyle büyük miktarda su kaybı meydana gelmektedir.
  • Sanayide Verimsiz Su Kullanımı: Bazı sanayi tesislerinde su tasarrufu sağlayan modern yöntemlerin uygulanmaması, su tüketimini artırmaktadır.

         4.  İklim Değişikliği ve Kuraklık

  • Yağış Dengesizliği: Türkiye’de yağış rejimindeki değişiklikler, bazı bölgelerde aşırı yağışa neden olurken diğer bölgelerde kuraklık yaratmaktadır.
  • Baraj ve Gölet Doluluk Seviyelerinin Azalması: Uzun süren kuraklıklar, özellikle içme ve sulama için kullanılan baraj ve göletlerin doluluk oranlarını düşürmektedir.

         5.  Su Havzalarının Tahribi

  • Doğal Ekosistemlerin Bozulması: Sulak alanlar, ormanlar ve nehir yatakları üzerinde yapılan yanlış müdahaleler, su döngüsünü bozarak su kaynaklarının azalmasına neden olmaktadır.
  • Havza Kirliliği: Ülkemizdeki çeşitli su havzaları, aşırı kirlilik nedeniyle su kalitesini yitirmiştir.

         6.  Erozyon ve Toprak Kaybı

  • Erozyonun Etkisi: Tarım arazilerinin yanlış kullanımı ve ormansızlaşma nedeniyle erozyon artmakta, bu durum su havzalarının dolmasına ve taşkınlara yol açmaktadır.
  • Sedimantasyon: Baraj ve göletlerin depolama kapasiteleri, erozyon nedeniyle taşınan sedimentler tarafından azaltılmaktadır.

         7.  Su Yönetimi ve Politikalarındaki Eksiklikler

  • Yetersiz Havza Yönetimi: Türkiye’de birçok su havzası için kapsamlı ve sürdürülebilir yönetim planları eksiktir.
  • Kayıp ve Kaçaklar: Su dağıtım sistemlerindeki kayıp ve kaçaklar, büyük miktarda suyun boşa gitmesine neden olmaktadır.
  • Koordinasyon Eksikliği: Devlet kurumları ve yerel yönetimler arasında su yönetimi konusunda yeterli koordinasyon sağlanamamaktadır.

         8.  Suyun Adil ve Eşit Dağıtımı

  • Bölgesel Farklılıklar: Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde su kaynakları daha kısıtlıdır. Bu da ekonomik ve sosyal eşitsizliklere yol açmaktadır.
  • Şehir ve Köy Farkı: Köylerde yaşayan insanlar, şehirlerdeki modern ve sağlıklı su altyapısına erişim sağlayamamaktadır.

         9.  Sınır Aşan Sular 

  • Fırat ve Dicle Nehirleri: Türkiye, Fırat ve Dicle nehirleri üzerinde barajlar inşa ederek suyu depolamakta; bu durum komşu ülkeler (Suriye ve Irak) ile su paylaşımı konusunda gerginliklere neden olmaktadır.
  • Aras ve Çoruh Nehirleri: Sınır aşan diğer sular üzerinde de benzer anlaşmazlıklar yaşanmaktadır.

         10.  Su Fiyatlandırması ve Ekonomik Problemler

  • Yüksek Su Maliyeti: Artan enerji ve altyapı maliyetleri nedeniyle suyun maliyeti yükselmektedir. Bu durum, özellikle kırsal bölgelerdeki halkın suya erişimini zorlaştırmaktadır.
  • Suyun Ekonomik Değerinin Göz Ardı Edilmesi: Su genellikle sınırsız bir kaynak gibi algılanmakta, bu da israfa neden olmaktadır.

         B- Çözümler

         1.  Su Kaynaklarının Azalması

         Su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir kullanımı sağlanacaktır.

         a)    Yeraltı ve Yerüstü Su Kaynaklarının Yönetimi

         Yeraltı sularının aşırı kullanımını önlemek için daha etkin bir lisanslandırma ve denetim sistemi hayata geçirilecektir. Her su havzası için özel yönetim planları hazırlanacaktır.

         b)   Yağmur Suyu Hasadı

         Konutlarda, okullarda ve iş yerlerinde yağmur suyu toplama sistemleri teşvik edilecek ve yaygınlaştırılacaktır.

         c)    Yeni Baraj ve Gölet Projeleri

         Bölgesel ihtiyaçlara göre planlanan mini baraj ve gölet projeleri hızla hayata geçirilecektir.

         2.  Kirlilik Sorunları

         Su kirliliği en aza indirilecektir.

         a) Atık su Arıtma Tesisi Zorunluluğu:

         b) Tüm sanayi bölgelerinin ve belediyelerin atık su arıtma tesisleri kurma zorunluluğu kontrol edilerek çalıştırılmaları sağlanacaktır. Bu tesislerin tam kapasite ile çalıştırılması için sıkı denetimler yapılacaktır.

         c)    Kimyasal Kirliliğin Önlenmesi

         Tarımda kullanılan kimyasal gübre ve pestisitlerin kontrolü artırılacak, çiftçilere doğal gübre ve biyolojik tarım yöntemleri destek olarak sunulacaktır.

         d)   Sanayi Atıklarının Denetimi

         Su kaynaklarını kirleten sanayi atıkları için sıkı denetim uygulamaları hayata geçirilecek ve ağır cezalar uygulanacaktır.

         e)    Sağlıklı Su Tüketimi:

         İçme suyunun kalitesini düzenli olarak izlemek için daha kapsamlı bir denetim ağı ve sistemi oluşturulacaktır. Ulusal ve uluslararası standartlara uygun olmayan suların tespit edilerek, iyileştirilmesi sağlanacaktır. Yerel yönetimlere bağlı birimler daha sıkı analiz ve raporlama yapacaktır. Plastik şişe tüketimi azaltılarak vatandaşlarımız yeniden doldurulabilir şişelere ve temiz musluk suyu kullanımına teşvik edilecektir. Musluk suyu kalitesini artırarak vatandaşlarımızın musluk suyunu güvenle tüketmeleri sağlanacaktır.

         3.  İsraf ve Verimsiz Su Kullanımı

         Tüm sektörlerde su tasarrufu sağlanacaktır.

         a)    Modern Tarımsal Sulama Sistemleri

         Geleneksel sulama yöntemlerinin yerine damla sulama ve yağmurlama sulama sistemleri yaygınlaştırılacaktır. Çiftçilere bu sistemleri kullanmaları için mali destek sağlanacaktır.

         b)   Altyapı Yenileme Çalışmaları

         Şehirlerdeki eski ve kaçaklara neden olan su altyapısı yenilenecek, kayıp ve kaçak oranları en aza indirilecektir. Sağlıklı su açısından asbest borularının tamamı değiştirilecektir.

         c)    Vatandaşlarımızın Bilinçlendirilmesi

         Su tasarrufunu teşvik etmek için okullarda eğitim programlarında ders şeklinde uygulanacak ve geniş çaplı kamu kampanyaları düzenlenecektir.

         4.  İklim Değişikliği ve Kuraklık

         İklim değişikliğine uyum sağlanacak ve su döngüsü korunacaktır.

         a)    Ormanlaştırma ve Erozyon Kontrolü

         Su havzalarının bulunduğu bölgelerde büyük ölçekli ağaçlandırma (meyve veren) projeleri gerçekleştirilecektir. Kurak ve riskli bölgelerde erozyonu önlemek için özel projeler hayata geçirilecektir.

         b)   Sürdürülebilir Enerji Kullanımı

         Su kaynakları üzerindeki baskıyı azaltmak için GES, RES başta olmak üzere tüm yenilenebilir enerji projelerine öncelik verilecektir.

         c)    Kuraklığa Dayanıklı Tarım

         Çiftçilere kuraklığa dayanıklı tohum ve ürünler için destek sağlanacak ve bu ürünlerin yaygınlaştırılması teşvik edilecektir.

         d)   Suni yağmurlama yöntemleri geliştirilip uygulanacaktır.

         5. Su Havzalarının Korunması

         Su havzalarının ekosistem bütünlüğü korunacaktır.

         a)    Havza Koruma Planları

         Ülkemizde bulunan tüm kirli su havzalarının temizliği için kapsamlı projeler başlatılacaktır.

         b)   Sulak Alanların Korunması

         Sulak alanların korunması için yasal koruma statüleri (Ramsar Sözleşmesi) genişletilecek ve bu alanlara yönelik tahribat önlenecektir.

         6.  Sınır Aşan Suların Yönetimi

         Sınır aşan sular komşu ülkelerle barışçıl bir şekilde yönetilecektir.

         a)    Diplomasi ve İş Birliği

         Fırat ve Dicle Nehirleri gibi sınır aşan su kaynakları için komşu ülkelerle değişen konjonktüre göre anlaşmalar güncellenecektir.

         b)    Havza Bazlı İş Birliği

         Ortak sınır aşan su havzaları için entegre yönetim sistemleri geliştirilecektir.

         7.  Eşit ve Adil Su Dağıtımı

         Suya erişimde bölgesel eşitsizlikler giderilecektir.

         a)  Kırsal Kalkınma Programları

         Kırsal bölgelerde su altyapısı geliştirilerek her vatandaşın temiz içme suyuna erişimi sağlanacaktır.

         b)   Bölgesel Dengeleme

         Su kıtlığı çeken tüm coğrafi bölgelerimizde özel su projeleri başlatılacaktır.

         8.  Su Ekonomisinin Güçlendirilmesi

         Su kaynaklarının ekonomik değerinin artırılması ve israfın önlenmesi sağlanacaktır.

         a)    Su Fiyatlandırma Politikası

         b) Sosyal adalet gözetilerek, yüksek tüketim yapanlar için kademeli su tarifeleri uygulanacak, düşük gelirli grupların suya erişimi kolaylaştırılacaktır.

         c)    Su Geri Dönüşüm Sistemleri

         Sanayide kullanılan suların geri dönüştürülmesini sağlayacak projelere devlet desteği artırılacaktır.

         Türkiye Cumhuriyeti milli politikalarına uygun bir şekilde, su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir yönetimi için tüm bu çözümler hayata geçirilecektir. Bu süreç, halkın katılımını teşvik eden, çevresel dengeleri gözeten ve ekonomik kalkınmayı destekleyen bir yaklaşımla yönetilecektir.

         Güçlü bir Türkiye için suyun korunması öncelikli çözümlerimizden biri olacaktır.

         d) ARKEOLOJİ – YERALTI KAYNAKLARI

         A- Sorunlar

         Türkiye’de arkeoloji ile ilgili yaşanan problemler, ülkenin zengin tarihi mirasına rağmen, kaynakların ve farkındalığın yetersizliğinden kaynaklanmaktadır.

         1.  Finansman ve Kaynak Yetersizliği

  • Yetersiz Bütçe: Arkeolojik kazılar ve restorasyon çalışmaları için ayrılan bütçeler genellikle sınırlıdır. Bu da kazıların yavaş ilerlemesine neden olmaktadır.
  • Sponsor Eksikliği: Özel sektör desteğinin sınırlı olması, projelerin finansal olarak sürdürülebilirliğini zorlaştırmaktadır.

         2.  Eğitim ve Uzman Eksikliği

  • Arkeolog İstihdamı Sorunu: Mezun olan arkeologların istihdam oranı düşüktür ve birçoğu kendi alanlarında iş bulmakta zorlanmaktadır.
  • Nitelikli Uzman Eksikliği: Restorasyon, konservasyon ve kazı teknolojileri gibi alanlarda uzmanlaşmış yeterli personel bulunmamaktadır.
  • Eğitimde Uygulama Eksikliği: Üniversitelerde verilen arkeoloji eğitimi, genellikle teori ağırlıklı olup saha çalışmaları konusunda yetersiz kalmaktadır.

         3.  Koruma ve Restorasyon Problemleri

  • Definecilik ve Kaçak Kazılar: Yasadışı kazılar ve definecilik, kültürel mirasın yok olmasına neden olmaktadır.
  • Restorasyon Hataları: Yetersiz bilgiyle yapılan restorasyonlar, tarihi eserlerin zarar görmesine yol açmaktadır.
  • Koruma Alanlarının Yetersizliği: Sit alanları ve tarihi bölgelerde güvenlik önlemleri yetersiz kalmaktadır.

         4.  Kamu Bilinci ve Farkındalık Eksikliği

  • Tarihi Değerlere Saygısızlık: Bazı bölgelerde halkın tarihi eserleri yeterince önemsememesi nedeniyle vandalizm ve ihmal görülmektedir.
  • Turizm ve Tahribat: Bazı arkeolojik alanların kontrolsüz şekilde turizme açılması, bu alanların doğal yapısına zarar vermektedir.
  • Eğitim ve Tanıtım Eksikliği: Arkeolojik mirasın korunmasının önemi, halk ve öğrenciler arasında yeterince bilinmemektedir.

         5.  Teknolojik ve Lojistik Eksiklikler

  • Modern Teknoloji Kullanımının Azlığı: Jeofizik taramalar, drone kullanımı ve diğer modern teknikler kazı çalışmalarında yeterince yaygın değildir.
  • Arşivleme ve Dijitalleşme Sorunları: Arkeolojik buluntuların dijital ortamda arşivlenmesi ve korunması için yeterli altyapı oluşturulamamaktadır.

         6.  Bürokrasi ve Hukuki Sorunlar

  • Uzun İzin Süreçleri: Kazı izinlerinin alınması için bürokratik süreçlerin uzun ve karmaşık olması, projelerin gecikmesine neden olmaktadır.
  • Yetersiz Hukuki Koruma: Tarihi eser kaçakçılığı ve definecilikle mücadelede cezaların caydırıcı olmaması, bu tür faaliyetlerin devam etmesine yol açmaktadır.
  • Yerel Yönetimlerin İlgisizliği: Belediyelerin tarihi alanların korunmasına yönelik projelere yeterince öncelik vermemesi.

         7.  Uluslararası Kaçakçılık

  • Tarihi Eserlerin Yurt Dışına Kaçırılması: Türkiye’nin tarihi eserleri, yasadışı yollarla yurt dışına çıkarılmakta ve uluslararası müzayede evlerinde satılmaktadır.
  • Eserlerin İadesi Konusunda Sorunlar: Yurtdışına kaçırılmış eserlerin Türkiye’ye geri getirilmesi süreçleri genellikle uzun ve zorludur.

         B- Çözümler

         1.  Finansman ve Kaynak Yetersizliğine Çözüm Önerileri

  • Bütçeler Artırılacaktır: Arkeolojik kazılar ve restorasyon çalışmaları için kamu bütçesi artırılacaktır.
  • Özel Sektör Desteği Sağlanacaktır: Özel sektör sponsorluğu teşvik edilecek, şirketlerin arkeolojik projelere destek vermesi için vergi indirimleri uygulanacaktır.
  • Uluslararası Fonlar Kullanılacaktır: UNESCO ve AB gibi uluslararası kuruluşlardan fon sağlamak için projeler geliştirilecektir.

         2.  Eğitim ve Uzman Eksikliği İçin Çözüm Önerileri

  • Arkeolog İstihdamı Artırılacaktır: Kamu ve özel sektörde arkeolog istihdamı artırılacak, genç mezunlara çalışma alanı yaratılacaktır.
  • Uzmanlık Eğitimleri Verilecektir: Restorasyon, konservasyon ve dijital arkeoloji gibi alanlarda uzmanlaşmayı destekleyecek eğitim programları oluşturulacaktır.
  • Saha Eğitimleri Yaygınlaştırılacaktır: Üniversitelerde arkeoloji öğrencilerine saha çalışmaları için daha fazla fırsat sunulacaktır.

         3.  Koruma ve Restorasyon Problemlerine Çözüm Önerileri

  • Kaçak Kazılar Önlenecektir: Yasadışı kazılara karşı denetimler artırılacak, definecilik faaliyetleri ağır cezalarla caydırılacaktır.
  • Doğru Restorasyon Yapılacaktır: Restorasyon çalışmaları uzman ekipler tarafından yürütülecek, bilimsel ve teknik standartlar uygulanacaktır.
  • Sit Alanlarının Güvenliği Sağlanacaktır: Sit alanlarında kamera sistemleri ve güvenlik personeliyle koruma önlemleri artırılacaktır.

         4.  Kamu Bilinci ve Farkındalık Eksikliğine Çözüm Önerileri

  • Halk Bilinçlendirilecektir: Tarihi eserlerin korunmasının önemi hakkında kampanyalar düzenlenecek, eğitim programları geliştirilecektir.
  • Turizm Kontrollü Hale Getirilecektir: Arkeolojik alanların korunması için turizm faaliyetleri kontrollü bir şekilde planlanacaktır.
  • Okullarda Eğitim Verilecektir: Arkeoloji ve kültürel miras konuları, müfredata dâhil edilecektir.

         5.  Teknolojik ve Lojistik Eksikliklere Çözüm Önerileri

  • Modern Teknolojiler Kullanılacaktır: Jeofizik taramalar, drone kullanımı ve dijital haritalama gibi teknikler yaygınlaştırılacaktır.
  • Dijital Arşivleme Sistemleri Kurulacaktır: Arkeolojik buluntular dijital ortamda arşivlenecek ve bilim insanlarının erişimine açılacaktır.
  • Kazı Alanları Modernize Edilecektir: Kazı ekipmanları yenilenecek, lojistik destek artırılacaktır.

         6.  Bürokrasi ve Hukuki Sorunlara Çözüm Önerileri

  • Kazı İzinleri Hızlandırılacaktır: Arkeolojik kazılar için gereken bürokratik süreçler sadeleştirilecektir.
  • Kaçakçılıkla Mücadele Güçlendirilecektir: Tarihi eser kaçakçılığına yönelik cezalar artırılacak ve caydırıcı hâle getirilecektir.
  • Yerel Yönetimlerin Katılımı Sağlanacaktır: Belediyeler ve yerel yönetimler, tarihi eserlerin korunması ve tanıtımında aktif rol alacaktır.

         7.  Uluslararası Kaçakçılık Sorunlarına Çözüm Önerileri

  • Eserlerin Geri Getirilmesi Hızlandırılacaktır: Yurtdışına kaçırılmış eserlerin iadesi için uluslararası hukuki süreçler etkin şekilde yürütülecektir.
  • Kaçakçılığı Önlemek İçin Sınır Kontrolü Güçlendirilecektir: Gümrüklerde tarihi eser kaçakçılığını önlemek için teknoloji ve uzman personel desteği artırılacaktır.
  • Uluslararası İş Birlikleri Kurulacaktır: Diğer ülkelerle kültürel mirasın korunması konusunda iş birliği yapılacaktır.

         Bu çözümler hayata geçirilerek Türkiye’nin zengin arkeolojik mirası korunacak ve bu alandaki sorunlar ortadan kaldırılacaktır.

10) ÇEVRE, ALTYAPI, ULAŞIM VE İLETİŞİM

         A- Sorunlar

         1.  Çevre Problemleri

  • Hava Kirliliği: Özellikle büyük şehirlerde sanayi, taşıt emisyonları ve ısınma kaynaklı hava kirliliği ciddi bir sorundur.
  • Orman Tahribatı: Tarım alanı açma, madencilik faaliyetleri ve orman yangınları nedeniyle ormanların azalması.
  • Atık Yönetimi:    Geri    dönüşüm    sistemlerinin    yetersizliği,    plastik    ve kimyasal atıkların doğaya zarar vermesi.
  • Su Kirliliği: Sanayi ve tarımdan kaynaklanan kirlilikle birlikte arıtma sistemlerinin yetersiz olması.
  • İklim Değişikliği Etkileri: Türkiye’nin kuraklık, seller ve aşırı hava olayları gibi iklim değişikliği kaynaklı sorunlarla karşılaşması.

         2.  Ulaşım Problemleri

  • Trafik Sıkışıklığı: Büyükşehirlerde artan nüfus ve yetersiz toplu t aşıma sistemleri nedeniyle trafik yoğunluğu oluşmaktadır.
  • Toplu Taşıma Yetersizliği: Metro, tramvay ve otobüs sistemlerinin bazı bölgelerde yetersiz veya düzensiz olması.
  • Yol Güvenliği: Kazaların fazla olması; trafik kurallarının etkin uygulanamaması.
  • Demiryolu Ulaşımındaki Eksiklikler: Tren hatlarının bazı bölgelerde sınırlı olması ve yüksek hızlı tren ağının yaygınlaşmaması.
  • Bisiklet ve Yaya Alanlarının Eksikliği: Şehir içi ulaşımda bisiklet yollarının azlığı ve yaya öncelikli alanların sınırlılığı.

         3.  İletişim Problemleri

  • Kırsal Alanlarda    İnternet    Erişimi:    Özellikle    kırsal    bölgelerde internet altyapısının zayıf olması veya erişim sağlanamaması.
  • Yüksek İnternet Maliyetleri: Türkiye’de internet fiyatlarının yüksek olması ve düşük hızlarla hizmet verilmesi.
  • Mobil Ağ Çekim Problemleri: Bazı bölgelerde mobil ağların zayıf olması veya kesintiye uğraması.
  • Dijital Dönüşüm      Eksiklikleri:      Eğitim,      sağlık      gibi      sektörlerde dijitalleşmenin yeterince hızlı ilerlememesi.
  • Siber Güvenlik    Açıkları:    Kamu    ve    özel    sektörde    siber    güvenlik açıklarının bulunması ve kullanıcıların yeterince bilinçlendirilmemesi.

         4.  Altyapı Problemleri

  • Eski ve Yetersiz Altyapı: Özellikle küçük şehirlerde su, kanalizasyon ve enerji altyapılarının eski olması.
  • Depreme Dayanıklı Yapılar: Özellikle büyükşehirlerde deprem yönetmeliklerine uygun olmayan eski yapıların varlığı.
  • Su Şebekesi Kaybı: Su şebekelerindeki sızıntılar ve kayıplar nedeniyle suyun verimli kullanılamaması.
  • Elektrik ve Enerji Kesintileri: Bazı bölgelerde elektrik altyapısının yetersizliği nedeniyle sık kesinti yaşanması.
  • Şehir Planlama Eksiklikleri: Düzensiz kentleşme ve plansız yapılaşma sonucu altyapı sistemlerinin yetersiz kalması.

         B- Çözümler

         1.  Çevre Sorunlarına Çözüm Önerileri

  • Hava Kirliliği Azaltılacaktır: Şehirlerde yenilenebilir enerji kaynakları teşvik edilecek, toplu taşımada elektrikli araçlar kullanılacaktır.
  • Orman Tahribatı Önlenecektir: Ağaçlandırma projeleri yaygınlaştırılacak, orman alanlarının korunması için sıkı denetimler uygulanacaktır.
  • Atık Yönetimi Güçlendirilecektir: Geri dönüşüm sistemleri yaygınlaştırılacak, bireyler ve işletmeler atık yönetimi konusunda bilinçlendirilecektir.
  • Su Kirliliği Önlenecektir: Sanayi tesislerinde atık su arıtma sistemleri zorunlu hâle getirilecek, tarımda çevre dostu yöntemler desteklenecektir.
  • İklim Değişikliği ile Mücadele Edilecektir: Yenilenebilir enerjiye yatırımı artırılacak, karbon emisyonlarını azaltacak ulusal planlar uygulanacaktır.

         2.  Ulaşım Sorunlarına Çözüm Önerileri

  • Trafik Sıkışıklığı Azaltılacaktır: Şehir içi metro hatları genişletilecek, toplu taşıma sistemleri entegre edilecektir.
  • Toplu Taşıma İyileştirilecektir: Daha fazla toplu taşıma aracı hizmete sunulacak, uygun fiyat politikaları ile erişilebilirlik artırılacaktır. Özellikle büyükşehirlerde yaşanan trafik yoğunluğunun önlenmesi için toplu taşıma hamlesi yapılacak, belli bir yaşın üzerindeki araçların trafiğe çıkmasına izin
  • Demiryolu Ağları Geliştirilecektir: Yüksek hızlı tren hatları tüm Türkiye’ye yayılacak, yük ve yolcu taşımacılığı demiryolu ağırlıklı hâle getirilecektir. Başta Demiryolu ve otoyol yapımına hız verilecek, memleketin her bir köşesine ulaşım kolaylığı sağlanacaktır. Demir yolları ve deniz ulaşımı geliştirilecektir.
  • Bisiklet ve Yaya Yolları Artırılacaktır: Şehirlerde bisiklet yolları ve yaya öncelikli alanlar planlanacaktır.
  • Akıllı Trafik Sistemleri Kurulacaktır: Trafik yoğunluğunu azaltmak için akıllı sinyalizasyon sistemleri devreye alınacaktır. Trafik kazalarının asgari seviyeye indirilebilmesi için sürüş eğitimleri sıkı bir disiplin içinde ve yüksek kalitede verilecek, ehliyet sınavları sıkı bir denetime tâbî tutulacaktır. Alkollü araç kullananların ehliyetlerine süresiz el konulacak, trafiğe çıkmaları menedilecektir. Sürücüler ehliyet için üst yaş sınırını aştıkları andan itibaren sağlık kontrolleri neticesine göre ehliyetleri geçerliliğini koruyacaktır.
  • Denizyolu Taşımacılığı: Özelleştirilen, yabancıya satışı yapılan limanlar Kabotaj kanunu usûllerine uygun şekilde Devletleştirilecek, deniz taşımacılığına yatırımlar geliştirilecektir.

         Yap işlet devret uygulamaları ile kamu ortaklığı kamu özel ortaklığı işbirliği uygulamaları yeniden düzenlenecektir

  1. İletişim Sorunlarına Çözüm Önerileri
    • Kırsal Alanlarda İnternet Yaygınlaştırılacaktır: Tüm köy ve kasabalara fiber internet altyapısı ulaştırılacaktır.
    • İnternet Maliyetleri Düşürülecektir: Telekom şirketleri üzerindeki vergi yükü azaltılacak, uygun fiyatlı paketler sağlanacaktır.
    • Mobil Ağ Güçlendirilecektir: 5G altyapısı hızlı bir şekilde tamamlanacak ve kapsama alanı genişletilecektir.
    • Dijital Dönüşüm Hızlandırılacaktır: Eğitim ve sağlık gibi alanlarda dijital platformlar artırılacak, e-devlet uygulamaları yaygınlaştırılacaktır.
    • Siber Güvenlik Artırılacaktır: Kamu ve özel sektörde siber güvenlik standartları geliştirilecek, vatandaşlar bilinçlendirilecektir.

         4.  Altyapı Sorunlarına Çözüm Önerileri

  • Eski Altyapı Yenilenecektir: Su, kanalizasyon ve enerji altyapıları modernize
  • Deprem Güvenliği Sağlanacaktır: Depreme dayanıksız binalar güçlendirilecek, riskli bölgelerde yapılaşmaya izin verilmeyecektir.
  • Su Şebekesi Kayıpları Önlenecektir: Su şebekelerindeki kaçaklar tespit edilerek onarılacaktır.
  • Elektrik Kesintileri Azaltılacaktır: Elektrik dağıtım hatları yenilenecek, yenilenebilir enerji yatırımları artırılacaktır.
  • Şehir Planlaması Güçlendirilecektir: Planlı ve sürdürülebilir kentleşme politikaları uygulanacaktır.

11) BASIN MEDYA

         A- Sorunlar

         Türkiye, basın özgürlüğü sıralamalarında alt sıralarda yer almakta ve gazeteciler, ifâde özgürlüklerini kullanırken yasal ve politik baskılarla karşı karşıya kalmaktadır.

         Türkiye’deki medya organlarının büyük bir kısmı, birkaç büyük şirketin ya da belirli siyasi grupların kontrolü altındadır.

         Gazeteciler dezenformasyon yasaları adı altında sık sık tutuklanma, gözaltı, davalar ve tehditlerle karşı karşıya kalmaktadır.

         İktidara muhalif internet siteleri, haber platformları ve sosyal medya içerikleri sıklıkla sansürlenmekte ya da erişim engellemeleriyle karşılaşmaktadır.

         Yerel medya kuruluşları, ekonomik zorluklar ve yetersiz kaynaklar nedeniyle kapanma tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktadır.

         Medya çalışanları arasında iş güvencesi ve sosyal haklar yetersizdir. Düşük ücretler ve sendikasız çalıştırma yaygındır.

         Özellikle sosyal medyada sahte haberler ve dezenformasyon hızla yayılmakta, doğruluğu teyit edilmemiş bilgiler trollerce halkı yanıltmaktadır.

         Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), taraflı cezalandırma ve denetim uygulamalarıyla yanlı ve taraflı davranmaktadır.

         B- Çözümler

         Vatandaşların haber alma özgürlüğü esas alınarak, basın ve medya üzerinde baskı kurulmayacak, basın ve medya kuruluşlarının ilkeli, doğru ve tarafsız haber yapmalarına müdahale edilmeyecektir.

         Tarafsızlık ilkesini ihlâl eden, yalan haberlerle halkı manipüle eden basın ve medya kuruluşlarına yaptırımlar uygulanacaktır.

         Devletin kanalı TRT’ de haftanın belirli günü ve saatinde geçmişten günümüze Türk kültür ve tarihi anlatılacaktır.

         Basın, demokratik toplumların temel taşlarından biridir. Basın özgürlüğü, bireylerin bilgiye erişimini sağlarken, tarafsız basın ise kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi adına kritik bir rol oynamaktadır.

         Basın mensuplarının her türlü bilgiye ulaşması ve bu bilgileri özgürce yayımlaması sağlanacaktır.

         Toplumun her kesiminin sesinin duyulması sağlanacak ve haberlerin doğruluğu artırılacaktır.

         Gazetecilerin görevlerini yaparken güvenlikleri sağlanacaktır.

         Bilgiye erişim hakkının korunması ve kısıtlamaların kaldırılması iyileştirilip düzenlenecektir.

         Gazetecilerin mesleki gelişimlerine yönelik eğitim programları arttırılacaktır.

         Basın mensuplarının hakları korunacak ve toplumun doğru bilgilendirilmesi sağlanacaktır.

         Medya ve Yayıncılık Sorumluluğu gereği Türk Aile Birliğine, Türk Ahlaki ve Sosyal Yapısına ve Milli Eğitim ve Kültür değerlerine uygun olmayan yayınlar engellenecek, sert yaptırımlar içeren, yayımları engelleyen medya yasası çıkarılacaktır.

12) TOPLUMSAL KONULAR

         A-Sorunlar

         1.  İç Güvenlik

         Türkiye iç güvenlik, terör tehditleri, organize suçlar, yasa dışı göç ve toplumsal şiddet gibi çok yönlü zorluklarla karşı karşıyadır. Kolluk kuvvetlerinin etkinliği zaman zaman sorgulanmakta, güvenlik politikalarında şeffaflık eksikliği halkın devlete olan güvenini zedelemektedir. Bu durum, kamu düzeninin korunmasını zorlaştırmakta ve güvenlik politikalarının yenilikçi, insan haklarına duyarlı ve bütüncül bir yaklaşımla ele alınmasını gerektirmektedir.

         2.  Sığınmacılar ve Mülteci Krizi

         Türkiye, kendine yönelik demografik yapısının değişmesi hedeflenen ve yaklaşık 13 yıldır süren bir saldırı ve işgal altındadır. Türkiye Cumhuriyeti yöneticileri bu işgale bilerek, isteyerek ve proje gereği alt yapı oluşturarak şartları yaratmışlar ve akıl dışı sayılarda, milyonlarca sığınmacıya zorunlu ev sahipliği yaptırılarak, halkımızın insani bir sorumluluk üstlenme kapasitesinin çok üstünde sosyal, kültürel, ahlaki çatışmalara ve bozulmalara yol açan bir ortam yaratmışlardır.

         3.  Terör ve Sınır Güvenliği

         Türkiye, uzun yıllardır terör tehdidiyle mücadele etmektedir. Buna rağmen sınırlarımızı koruyan mayınlar temizletilmiş ve sözde geçişi önleyen duvarlar sınırları korumasız bırakmıştır. Kontrolsüz geçişler sebebiyle Afganistan gibi ülkelerden iç güvenliğimizi tehdit edebilecek olan gerilla eğitimi almış paralı askerler ülkemize belirli amaçları uygulamak üzere sızdırılmıştır.

         Bölgesel istikrarsızlıklar geliştirilmiş, Büyük Ortadoğu Projesi sebebiyle yaşanmakta olan gelişmelerin sonucu olarak Türkiye içerden ve dışardan kuşatılmış durumdadır.

         4.  Sosyal Yapı – Dejenerasyon ve Toplumsal Şiddet

         Son yıllarda Türkiye’de sosyal değerlerin zayıflaması, kültürel dejenerasyon ve toplumsal şiddet olaylarının artışı ciddi bir sorun hâline gelmiştir. Kadına yönelik şiddet, çocuk istismarı ve aile içi çatışmalar, cinsiyetsizleştirme projeleri gibi problemler toplumun temel yapısını Türk aile birliğini tehdit etmektedir. Bu tür sorunların önüne geçmek için hem yasal düzenlemelerin sıkılaştırılması hem de toplumsal farkındalığın artırılması gerekmektedir.

         5.  Kutuplaşma

         Toplumda siyasi, dini ve etnik temelli kutuplaşma, birlik ve beraberliği zayıflatarak sosyal çatışma riskini artırmaktadır. Medyanın ve siyasetçilerin ayrıştırıcı söylemleri bu kutuplaşmayı daha da derinleştirmekte, ortak değerler etrafında bir araya gelmeyi zorlaştırmaktadır. Sosyal barışın sağlanması için uzlaşmacı bir dilin benimsenmesi ve kapsayıcı politikaların uygulanması hayati önemdedir.

         6.  Kadın ve Çocuk Hakları

         Toplumsal cinsiyet eşitliği ve çocuk haklarının korunması tam anlamıyla sağlanamamıştır. Kadına yönelik şiddet, çocuk istismarı, çocuk işçiliği ve aile içi şiddet gibi sorunlar yaygınlığını sürdürmekte ve toplumsal huzuru tehdit etmektedir. Eğitim, istihdam ve karar alma mekanizmalarında kadınların ve çocukların ihtiyaçları yeterince gözetilmemektedir.

         Kadınların sosyal, ekonomik ve siyasî hayata eşit katılımı sağlanırken, çocukların güvenli bir çevrede büyümeleri, kaliteli eğitim almaları ve temel haklarına erişimleri güvence altına alınmalıdır. Bu kapsamda, kadın ve çocukların korunmasını sağlayan yasaların daha etkin uygulanması, sosyal farkındalığın artırılması ve bu grupların güçlendirilmesi için kapsamlı politikalar geliştirilmesi gerekmektedir.

         B- Çözümler

         1.  Güvenlik

  • Türk Polis Teşkilatı yeniden yapılandırılacak, Polis Akademisi ve Polis Koleji kurulacak, çalışma koşulları iyileştirilerek, özlük hakları verilecektir.
  • Türk Silahlı Kuvvetleri (Kara, Hava, Deniz, Jandarma) tüm kurumları ile yeniden yapılandırılacak,
  • Bedelli Askerlik kaldırılacak,
  • TSK içeride hiçbir kuruma, dışarıda NATO ve benzeri hiçbir yapıya bağlı olmayacak şekilde tasarlanacaktır.
  • GATA ve Askeri Hastaneler eski statüsüne kazandırılacaktır.
  • Türk Polis Teşkilatı ve Türk Silahlı Kuvvetleri Yurtta huzurun, Cihanda barışın teminatı olacaktır. 

         2.  Mülteciler & Sığınmacı Sorunu:

  • Sığınmacı adı altında ülkemizi adeta işgal eden milyonlarca kişiden Afganistanlılar tek hamlede, Suriyeliler ve diğer yabancı kökenliler kademeli ve güvenli bir şekilde vatanlarına geri gönderilecektir.
  • Verilen tüm vatandaşlıklar iptal edilecek, Türk vatandaşı bir kadın veya erkek ile evlenen yabancı kökenliler için yasal düzenlemeler yapılarak, vatandaşlık alma şartları zorlaştırılacaktır.
  • Türk vatandaşlığı, Dünya’nın en zor alınan vatandaşlığı hâline getirilecektir

         3.  Türk Sosyal Yapısı

  • Türk Aile Yapısı, Türk Devlet yapısının temeli ve Devlet-i ebet müddet kavramının mihenk taşıdır. Türk Aile Birliğini bozmaya yönelik LGBT ve benzeri sapkınlıklarla mücadele edilecek, LGBT bireylerin rehabilitasyon merkezlerinde sosyalizasyonu sağlanacaktır. Uyuşturucu ile mücadele edilecektir.
  • Toplu konutlar inşa edilerek, kâr amacı gütmeden, maliyetine uygun ödeme koşulları ile evi olmayan vatandaşlarımıza verilecektir.

13) GENÇLİK VE GELECEK PERSPEKTİFİ

         A- Sorunlar

         Türkiye’de genç nüfusun en önemli sorunlarından biri, geleceğe dair duydukları derin kaygıdır. Yüksek işsizlik oranları, ekonomik belirsizlikler ve eğitim sistemindeki çok sık değişiklikler dengesizlik yaratmakta, eğitimin kalitesi düşmekte, gençlerin umutlarını kırmakta ve geleceğe dair güvenlerini sarsmaktadır. Sosyal politikaların yetersizliği, gençlerin sosyal destek mekanizmalarından faydalanmalarını zorlaştırırken, onları yalnızlık ve çaresizlik hissine itmektedir. Gençlerin ihtiyaçlarına yönelik kapsamlı ve uzun vadeli sosyal politikaların eksikliği, onların toplumda üretken bireyler olarak yer alma potansiyelini ciddi şekilde sınırlandırmaktadır.

         Gençlerin meslek edinmesi ve kendilerini yetiştirmesi, eğitim ve istihdam sistemindeki sorunlar nedeniyle büyük engellerle karşılaşmaktadır. Eğitim sisteminin işgücü piyasasının ihtiyaçlarına uygun bir şekilde yapılandırılmamış olması, gençlerin mezuniyet sonrasında meslek sahibi olmalarını zorlaştırmaktadır. Özellikle mesleki ve teknik eğitim alanındaki eksiklikler, gençlerin iş dünyasına yeterli bilgi ve beceriyle girmesini engellemektedir.

         Staj, kurs ve mesleki eğitim gibi gençlerin kendilerini geliştirebileceği fırsatların sınırlı olması, onların iş güvencesi sağlayan meslekler edinmesini zorlaştırmaktadır. Ayrıca, ekonomik koşullar nedeniyle pek çok genç, eğitimlerini tamamlayamadan çalışmak zorunda kalmakta ve bu da onların mesleki donanım kazanmalarını engellemektedir.

         Türkiye’de eğitimli ve nitelikli gençlerin yurtdışına yönelmesi, beyin göçü sorununu gün yüzüne çıkarmaktadır. Gençler, daha iyi yaşam standartları, adil çalışma koşulları ve fırsat eşitliği bulabileceklerini düşündükleri ülkeleri tercih etmektedir. Beyin göçü, yalnızca bireysel bir karar değil, aynı zamanda ülkenin ekonomik, sosyal ve politik sorunlarından kaynaklanan bir sonuçtur.

         B- Çözümler

  1. Gençlere yönelik istihdam projeleri oluşturulacak, özel sektörle iş birliği güçlendirilecek, üniversiteler ve sanayi arasında işbirliği kurularak iş imkânları artırılacaktır.
  2. İlköğretim ortaöğretim okullarının tamamı devletin kontrolünde olacak, özel okulların tamamı kapatılacaktır.
  3. Eğitim sistemindeki değişiklikler istikrar sağlayacak şekilde düzenlenecek, sürekli değişimlerin önüne geçilecektir.
  4. Mesleki ve teknik eğitim programları genişletilecek, gençlerin uygulamalı eğitimlerle iş dünyasına hazır hâle gelmesi sağlanacaktır.
  5. Gençlere, çalışırken öğrenme modeliyle iş başında eğitim fırsatları sunulacaktır.
  6. İş dünyasıyla ortaklaşa düzenlenecek projelerle gençlerin sektörel deneyim kazanmaları sağlanacaktır.
  7. Kamu ve özel sektör iş birliği ile staj imkânları yaygınlaştırılacaktır.
  8. Uygulamalı eğitimler sonunda gençlere doğrudan iş fırsatları sunulacaktır. Genç işsizliği azaltmak için girişimciliği destekleyen teşvik programları hayata geçirilecektir.
  9. Kurs ve mesleki eğitim imkânları artırılacak, gençlerin iş gücüne daha donanımlı şekilde katılması sağlanacaktır.
  10. Girişimcilik eğitimleri düzenlenecek ve gençlere mentorluk hizmetleri sunulacaktır. Genç girişimciler için finansal destek programları ve kuluçka merkezleri oluşturulacaktır.
  11. Bilimsel ve Teknolojik yeniliklere dayalı iş fikirlerini desteklemek için özel teşvikler sağlanacaktır.
  12. Gençlerin yalnızlık ve çaresizlik hissini azaltacak sosyal destek mekanizmaları güçlendirilecektir.
  13. Psikolojik destek hizmetleri yaygınlaştırılacak ve herkesin erişebileceği şekilde düzenlenecektir.
  14. Gençlerin sosyal hayata aktif katılımını artırmak için toplumsal projeler uygulanacaktır.
  15. Nitelikli gençlerin yurtdışına gitmesini engellemek amacıyla yaşam standartları iyileştirilecek ve adil çalışma koşulları sağlanacaktır.
  16. Yurtdışında yaşayan gençleri ülkeye geri kazandırmak için cazip geri dönüş programları başlatılacaktır.
  17. Ülkedeki fırsat eşitliği artırılacak ve gençlerin yurtdışına gitme eğilimleri azaltılacaktır.
  18. Gençlerin sanat, spor ve bilimle ilgilenmelerini teşvik eden projeler üretilecektir.

14) İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ

         A- Sorunlar

         1.  Dini Özgürlükler

         Dinî İnanç ve İfade Özgürlüğü: Farklı inanç gruplarının Müslüman mezhepleri, Hristiyanlar, Yahudiler ve diğer inanç sistemleri) kendi inançlarını ifâde ederken engeller ile karşılaşmaktadır.

         2.  Devlet ve Din İlişkisi

         Lâiklik Sorunları: Türkiye’de lâiklik, din ile devlet işlerinin ayrılığı prensibi ile ele alınmamaktadır.

         Diyanet İşleri Başkanlığı: Diyanet farklı mezhepler ve inançlar arasında yeterince koordinasyonu sağlayamamaktadır.

         Eğitimde Din: Müfredatta zorunlu din derslerinin olması ve farklı dinlere mensup ya da inançsız ailelerin çocukları için alternatiflerin sınırlı olması.

         Dini Normların Dayatılması: Bazı bireylerin, dini yaşam tarzını benimsememesi nedeniyle dışlanması veya baskı görmesi.

         Tarikatlar, Cemaatler ve Dindarlık ile Ayrıcalık: Bazı bölgelerde veya kurumlarda dindarlığın bir avantaj ya da ayrımcılık sebebi olması.

         Fakirlik ve İnanç İstismarı: Yoksul kesimlerin dini duyguları, ekonomik ya da siyasi çıkarlar için kullanılmaktadır.

         B- Çözümler

  1. Diyanet İşleri Başkanlığı lâikliğin ve cumhuriyetin esaslarına göre yeniden yapılandırılacak, kişi inancında ve ibadetinde özgürdür ilkesi benimsenerek bu toplumun tüm tabakasına yayılacaktır.
  2. Dinin her alanda suistimal edilerek menfi olarak kullanılmasının önüne geçilecektir.
  3. Ülkemizde bulunan kilise, havra, şapel ve bunun gibi ibadethaneler Türkiye Diyanet Vakfına ilgili kuruluş olarak bağlanması değerlendirilecektir.
  4. Fener Rum Patrikhanesi gibi özerklik ilan eden kurum ve kuruluşlar günümüzde İçişleri Bakanlığına bağlı bir kurum olarak faaliyetlerini, dini görevlerini yerine getirmek amacıyla sürdürebilirler. Bu sebeple geçmişte ülkemizin bölünmez bütünlüğünü tehdit eden yaşanmış acı tecrübelerden dolayı kilise, havra, şapel ve bunun gibi ibadethanelerin faaliyetlerinin denetlenebilmesi adına ilgili görevliler Fener Rum Patrikhanesi Lozan Barış anlaşması şartlarına diğer kurumlar ise ilgili bakanlıklara bağlanacaktır. Diyanet İşleri Başkanlığı ile koordinasyon içerisinde çalışacaklardır.
  5. Diyanet İşleri Başkanlığı Merkez ve taşra yönetim şekli yeniden oluşturularak eşdeğer kadrolar iptal edilecek, gereksiz hiyerarşi ortadan kaldırılacaktır.
  6. Hutbeler imamların uhdesinde milli ve manevi değerlerimiz ile vatanın bölünmez bütünlüğünü içeren laiklik ilkesi ile örtüşen özellikte denetlenebilir olacaktır. Din istismarı ile toplumun inanç yapısını zedeleyen ve Cumhuriyetimizin Laiklik ilkesine karşı gelen tüm cemaat ve tarikatlar kapatılıp, elinde bulunan dernek ve vakıflara ait taşınmazlar hazineye devredilecektir.
  7. Bilge, alim insanlar bilime değer katan entellektüel donanımlı din âlimleri veya bilim insanları yetiştirilecektir.

II.  DIŞ POLİTİKA

         A- Sorunlar

         1.  Jeopolitik Riskler

         Türkiye’nin jeopolitik riskleri, bulunduğu stratejik konum, etrafındaki çatışmalı bölgeler, enerji geçiş yolları üzerindeki rolü ve tarihi-siyasî bağlarından kaynaklanmaktadır.

         1.  Çatışmalı Bölgelerle Sınırdaşlık

  • Suriye ve Irak’taki İstikrarsızlık: Türkiye’nin Suriye ve Irak sınırındaki terör örgütleri, iç savaş ve otorite boşlukları kaynaklı tehditlerle karşı karşıya kalması.
  • Mülteci Krizi: Suriye başta olmak üzere çatışma bölgelerinden gelen mültecilerin yarattığı sosyo-ekonomik ve güvenlik sorunları.
  • Yunanistan ve Adalar Problemi: Ege Denizi’nde bulunan ve bize ait olan adalarımızın Yunanistan tarafından Lozan antlaşmasına aykırı olarak silahlandırılması Türkiye açısından bir güvenlik tehdidi oluşturmaktadır.

         2.  Terör Örgütlerinin Faaliyetleri

  • PKK/YPG Tehdidi: Güney sınırında PKK ve bağlantılı grupların varlığı ve Türkiye’nin güvenliğini tehdit etmesi.
  • DEAŞ ve Radikal Dinci Gruplar: Özellikle sınır bölgelerinde DEAŞ gibi radikal grupların eylemleri ve bu gruplara karşı yürütülen operasyonlar.

         3.  Doğu Akdeniz ve Enerji Rekabeti

  • Deniz Yetki Alanları Sorunu: Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon kaynakları üzerinde Yunanistan, Güney Kıbrıs ve diğer ülkelerle yaşanan anlaşmazlıklar.
  • Türk-Yunan Denizlerindeki Gerginlik: Doğu Akdeniz, Ege Denizi’ndeki kıta sahanlığı ve hava sahası sorunları.

         4.  Büyük Güçlerin Rekabeti

  • ABD ve Rusya ile Dengeli İlişkiler: NATO müttefiki olan Türkiye’nin ABD ile ilişkilerde yaşadığı sorunlar ve Rusya ile yakınlaşma nedeniyle ortaya çıkan denge politikası gereklilikleri.
  • Çin’in Bölgedeki Etkisi: Kuşak ve Yol Projesi kapsamında Çin’in etkisini artırması ve bu bağlamda Türkiye’nin ekonomik ve jeopolitik tercihlerinde yaşanan zorluklar.

         5.  Her Türlü Federal Talepler

  • Irak ve Suriye’deki Kürt Yönetimleri: Kuzey Irak’taki Kürt Bölgesel Yönetimi’nin bağımsızlık girişimleri ve Suriye’deki YPG oluşumunun Türkiye için yarattığı tehditler.

         6.  Karadeniz ve Ukrayna Krizi

  • Karadeniz’de Güvenlik Sorunları: Rusya-Ukrayna Savaşı’nın Karadeniz’deki dengeleri değiştirmesi ve Türkiye’nin Montrö Sözleşmesi kapsamında üstlendiği stratejik rol.
  • NATO-Rusya Çatışması Riski: Türkiye’nin Karadeniz’e kıyı bir NATO üyesi olarak Rusya ile ilişkilerde dengeyi koruma çabası.

         7.  İç Politika ve Sosyal Riskler

  • Etnik ve Mezhepsel Gerilimler: Türkiye’nin içindeki etnik ve mezhepsel farklılıkların dış güçler tarafından manipüle edilebilme riski.
  • Toplumsal Kutuplaşma: İç siyasî gerginliklerin dış politikadaki manevra alanını kısıtlaması.

         8.  Enerji Bağımlılığı ve Transit Rota Olma

  • Enerji Kaynaklarına Erişim Sorunu: Türkiye’nin enerji ihtiyacını büyük ölçüde dışarıdan karşılaması ve enerji kaynaklarının güvenliğine dair riskler.
  • Enerji Transit Ülkesi Olmanın Riskleri: Türkiye’nin doğalgaz ve petrol geçiş yolları üzerinde olması nedeniyle çatışmalı bölgelerden etkilenmesi.

         9.  Ermenistan ve Güney Kafkasya

  • Azerbaycan-Ermenistan Sorunu: Dağlık Karabağ ve çevresindeki gerilimlerin Türkiye-Ermenistan ilişkilerini olumsuz etkilemesi.
  • Güney Kafkasya’daki Rusya Etkisi: Rusya’nın Güney Kafkasya’daki etkinliğinin Türkiye’nin bölgedeki çıkarlarıyla çatışması.

         10.  Uluslararası Baskılar ve İttifaklar

  • AB ile Sorunlu İlişkiler: Türkiye’nin AB üyelik sürecindeki tıkanıklık ve Avrupa ülkeleriyle yaşanan siyasî gerginlikler.
  • ABD’nin Silah Ambargoları ve Yaptırımları: Türkiye’nin savunma sanayisine yönelik kısıtlamalar ve S-400 gibi anlaşmazlıklar nedeniyle F35 yaptırımlarına maruz kalınması.

         B- Çözümler         

         1.  Çatışmalı Bölgelerle Sınırdaşlık

  • Suriye ve Irak’taki İstikrarsızlık Giderilecektir: Türkiye, komşu ülkelerle barışçıl ve diplomatik yollarla iş birliği yaparak bölgede istikrarın sağlanması için aktif rol alacaktır. Misak-ı Milli anlayışı doğrultusunda sınır güvenliği önceliklendirilecek, TSK kuruluş amacına uygun olarak güçlendirilecek ve yeni bir ordu kurulacaktır (6.Ordu gibi) ve terör örgütlerinin faaliyetleri
  • Mülteci Krizi Yönetilecektir: “Yurtta Barış, Cihanda Barış” ilkesiyle genel hukuk kurallarına uygun olarak mültecilerin güvenli ve onurlu bir şekilde ülkelerine dönüşleri sağlanacaktır.

         2.  Terör Örgütlerinin Faaliyetleri

  • PKK/YPG ve DEAŞ Gibi Örgütlerin Tehditleri Bertaraf Edilecektir: Atatürk’ün “Bağımsızlık benim karakterimdir” anlayışıyla hareket edilerek, ulusal egemenliği tehdit eden unsurlara karşı kapsamlı ve kararlı operasyonlar sürdürülecektir.
  • Uluslararası İş Birlikleri Güçlendirilecektir: Türkiye, komşularıyla ve küresel aktörlerle istihbarat paylaşımı ve ortak güvenlik anlaşmaları yaparak terörle mücadelede etkinlik sağlayacaktır.

         3.  Doğu Akdeniz ve Enerji Rekabeti

  • Doğu Akdeniz’de Diplomasi ile Çözümler Üretilecektir: Türkiye, haklarını koruyarak ve uluslararası hukuka uygun olarak diğer kıyıdaş ülkelerle müzakereleri sürdürecektir. Barışçıl yöntemlerle enerji kaynaklarının adil paylaşımı sağlanacaktır.
  • Türk-Yunan Sorunlarına Kalıcı Çözümler Getirilecektir: Ege ve Doğu Akdeniz’deki anlaşmazlıklar Lozan Antlaşması ve Misak-ı Milli ruhuna uygun şekilde barışçıl yollarla çözülecektir.

         4.  Büyük Güçlerin Rekabeti

  • ABD ve Rusya ile Dengeli İlişkiler Kurulacaktır: Türkiye, Atatürk’ün bağımsızlık ilkesi doğrultusunda ulusal çıkarlarını koruyarak büyük güçlerle dengeli ve eşit ilişkiler geliştirecektir.
  • Çin’in Etkisine Karşı Dengeli Politikalar İzlenecektir: Türkiye, Kuşak ve Yol Projesi gibi girişimlerde kendi ekonomik çıkarlarını ön planda tutarak, bağımsız hareket edecektir.

         5.  Her Türlü Federal Talepler

  • Milli Birlik ve Beraberlik Güçlendirilecektir: Türkiye, etnik ve mezhepsel farklılıkları bir zenginlik olarak görerek, kardeşlik temelinde sosyal ve ekonomik politikalar üniter yapımıza uygun olan Anayasa’da da belirtilen, ulusal Türk kimliği, korunarak uygulayacaktır.
  • Irak ve Suriye’deki Gelişmelere Karşı Ulusal Çıkarlar Korunacaktır: Türkiye, güney sınırlarında oluşabilecek terör koridorlarını engellemek için kararlı politikalarını sürdürecek, komşu ülkelerin toprak bütünlüğüne saygı gösterecektir.

         6.  Karadeniz ve Ukrayna Krizi

  • Karadeniz’de Barış ve İş Birliği Sağlanacaktır: Türkiye, Montrö Sözleşmesi’nin verdiği hakları koruyarak Karadeniz’de barışı teşvik edecek ve tarafsız bir arabulucu rolü üstlenecektir.
  • Rusya ve NATO ile Dengeli Politikalar İzlenecektir: Türkiye, Atatürk’ün “Yurtta Barış, Cihanda Barış” ilkesiyle hareket ederek, bölgedeki tüm taraflarla eşit mesafede ilişkiler geliştirecektir.

         7.  İç Politik ve Sosyal Riskler

  • Toplumsal Kutuplaşma Giderilecektir: İttifakımız, lâiklik ilkesiyle hareket ederek toplumsal uzlaşıyı ve barışı sağlayacak adımlar atacaktır.
  • Etnik ve Mezhepsel Gerilimler Azaltılacaktır: Atatürk’ün “Türkiye Cumhuriyeti’ni Kuran Türkiye Halkına Türk Milleti Denir” ve “Türkiye Cumhuriyeti’nin Temeli Kültürdür” anlayışıyla ortak kimlik ve milli birliğin önemi vurgulanacaktır.

         8.  Enerji Bağımlılığı ve Transit Rota Olma

  • Enerji Bağımsızlığı Sağlanacaktır: Yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırımlar artırılacak, dışa bağımlılık azaltılacaktır.
  • Enerji Güvenliği İçin Diplomasi Güçlendirilecektir: Türkiye, enerji transit rotası üzerindeki stratejik rolünü uluslararası iş birlikleriyle güçlendirecektir.

         9.  Ermenistan ve Güney Kafkasya

  • Türk Dünyası ile İlişkiler Güçlendirilecektir: Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı vasıtasıyla Türk topluluklarıyla ekonomik ve kültürel bağlar artırılacak ve daha da güçlendirilecektir.
  • Ermenistan ile Barışçıl İlişkiler Geliştirilecektir: Türkiye, Azerbaycan- Ermenistan geriliminde barışçıl çözümler teşvik edilecek, Kafkasya’da istikrarın sağlanması için girişimlerde bulunacaktır.

         10.  Uluslararası Baskılar ve İttifaklar

  • AB Ülkeleri ile İlişkiler İyileştirilecektir: Türkiye, Atatürk’ün modernleşme ilkesi doğrultusunda ortak değerleri ve ekonomik iş birliklerini mütekabiliyet esasları ile güçlendirilecektir.
  • Türk Devletleri ile Ekonomik İşbirlikleri güçlendirilecektir.
  • Savunma Sanayii Güçlendirilecektir: Türkiye, ulusal savunma sanayisini geliştirerek dış yaptırımlara bağımlı olmaktan kurtulacak, kendi teknolojisini daha da geliştirecektir.

         11.  İklim Değişikliği ve Su Krizi

  • Su Yönetimi ve İş Birliği Sağlanacaktır: Türkiye, Fırat ve Dicle nehirlerinin paylaşımı konusunda komşu ülkelerle adil ve sürdürülebilir anlaşmalar yapacaktır.
  • İklim Politikaları Güçlendirilecektir: Atatürk’ün doğaya verdiği önem doğrultusunda, çevre koruma ve sürdürülebilirlik ilkesi benimsenerek iklim değişikliğiyle mücadele edilecektir.

         Bu çözümler, Atatürk’ün bağımsızlık, milli egemenlik ve barış ilkelerini esas alarak Türkiye’nin hem bölgesel hem de küresel düzeyde güvenliğini ve refahını artırmayı hedeflemektedir.

III.  MAVİ VATAN’A BAKIŞ AÇIMIZ (DENİZLERDEKİ MÎSÂK-I MİLLÎ)

         a) MAVİ VATAN

         A- Sorunlar

         1.  Yunanistan ile Deniz Yetki Alanları Anlaşmazlıkları

         a) Adalar Denizi (Ege) Sorunları:

         Yunanistan’ın karasularını 12 mile çıkarmayı hedeflemesi, Türkiye’nin kıta sahanlığı ve hava sahası haklarını tehdit etmektedir. Türkiye, Ege’nin coğrafi özellikleri nedeniyle 12 mil uygulamasının kabul edilemez olduğunu savunmaktadır.

         b)   Meis Adası ve Kıta Sahanlığı Sorunu:

         Meis Adası’nın Yunanistan ana karasına olan uzaklığına rağmen geniş bir deniz yetki alanı talep edilmesi, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki kıta sahanlığı haklarını ihlâl etmektedir.

         2.  Doğu Akdeniz’deki Deniz Yetki Alanları ve Enerji Kaynakları

         a) Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) Belirleme Eksikliği:

         Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarına erişimini engelleyen deniz yetki alanı tartışmaları hâlâ çözüme kavuşmamıştır. Özellikle GKRY (Güney Kıbrıs Rum Yönetimi), Mısır, İsrail ve Yunanistan’ın tek taraflı ilan ettiği MEB’ler Türkiye’nin haklarını sınırlandırmaktadır.

         b)   Libya ile Yapılan Deniz Yetki Anlaşmasının Meşruiyet Tartışmaları:

         Türkiye ile Libya arasında yapılan anlaşma bölgesel dengeyi değiştirmiş olsa da, uluslararası alanda hâlâ meşruiyet tartışmaları sürmektedir.

         3.  Gayri Askeri Statüdeki Adaların Silahlandırılması

         a) Lozan ve Paris Antlaşmalarına Aykırı Durum:

         Yunanistan’ın Ege’deki bazı adaları silahlandırması, uluslararası anlaşmalara aykırıdır. Bu durum Türkiye’nin güvenliğine doğrudan tehdit oluşturmaktadır.

         b)   Uluslararası Tepki Eksikliği:

         Türkiye’nin bu konudaki itirazları uluslararası toplumda yeterince destek bulmamaktadır.

         4.  Türkiye’nin Deniz Kuvvetleri Modernizasyonu

         a) Savunma Teknolojilerinde Yetersizlikler:

         Türkiye’nin deniz kuvvetlerini çağdaşlaştırmak için attığı adımlara rağmen, Yunanistan ve diğer bölge ülkelerinin askeri güçlenme çabalarına yetişme sorunu bulunmaktadır.

         b)   Tersane ve Yerli Üretim Sorunları:

         Gemi inşasında kullanılan bazı stratejik parçaların ithalata bağlı olması, tam bağımsız bir deniz gücü oluşturmayı zorlaştırmaktadır.

         5.  Uluslararası Hukuk ve Diplomasi Sorunları

         a) Deniz Hukuku Sözleşmesi (UNCLOS) Tartışmaları:

         Türkiye, 1982 tarihli Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne taraf değildir ve bu nedenle deniz yetki alanları konusunda uluslararası hukuk zemininde dezavantajlı durumdadır.

         b)   Uluslararası Tanıtım Eksikliği:

         Türkiye’nin haklılığını uluslararası arenada anlatmak ve destek toplamak konusunda yetersiz kaldığı eleştirilmektedir.

         6.  Deniz Ticaret ve Ekonomik Faaliyetlerde Zayıflık

         a) Denizcilik Endüstrisinin Yetersizliği:

         Deniz taşımacılığı, liman altyapısı ve balıkçılık gibi sektörlerin yeterince geliştirilmemesi, Türkiye’nin denizden ekonomik kazanımlarını sınırlamaktadır.

         b)   Denizcilik Eğitiminde Eksiklikler:

         Denizcilik alanında uzman insan gücü yetiştirme ve bu sektörü destekleyecek eğitim altyapısı yeterli düzeyde değildir.

         7.  KKTC’nin Uluslararası Tanınma Sorunu

         a) KKTC’nin Haklarının Korunması:

         KKTC’nin uluslararası alanda tanınmaması, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki pozisyonunu zayıflatmaktadır. Rum Yönetimi’nin, Kıbrıs adına tek taraflı hareket etmesi, bölgesel sorunları daha da karmaşıklaştırmaktadır.

         8.  Çevresel ve Ekolojik Sorunlar

         a) Deniz Kirliliği:

         Türkiye’nin kıyı şeridindeki kirlilik, biyolojik çeşitliliği tehdit etmekte ve uzun vadede balıkçılık gibi ekonomik faaliyetleri olumsuz etkilemektedir.

         b)   Koruma Politikalarının Eksikliği:

         Mavi Vatan stratejisinin çevresel boyutları yeterince ele alınmamış olup, deniz ekosistemini koruyacak etkin politikalar henüz geliştirilmemiştir.

         9.  Kamuoyu Desteği ve Farkındalık Eksikliği

         a) Halkın Bilgilendirilmesi:

         Mavi Vatan politikalarının içeriği hakkında kamuoyunda yeterli farkındalık oluşturulamamıştır.

         b)   Medyanın Yetersiz Rolü:

         Bu stratejinin medya aracılığıyla daha etkin bir şekilde tanıtılması gerekmektedir.

         B- Çözümler

         1.  Yunanistan ile Deniz Yetki Alanları Anlaşmazlıklarının Çözümü

         a) Uluslararası Hukuku Etkin Kullanma:

         Yunanistan’ın deniz yetki alanı taleplerine karşı Türkiye’nin tezleri uluslararası mahkemelerde daha aktif şekilde savunulacaktır. Özellikle “Adaların deniz yetki alanı oluşturmaması” ilkesi, bilimsel ve hukuki çalışmalarla desteklenecektir.

         b)   Askeri Caydırıcılık Güçlendirilecektir:

         Türkiye’nin deniz kuvvetleri, bölgedeki her türlü provokasyona karşı caydırıcılığı sağlayacak şekilde modernize edilecektir. Özellikle Ege’de ve Doğu Akdeniz’de düzenli tatbikatlarla Türkiye’nin kararlılığı gösterilecektir.

         c)    Atatürk’ün Diplomasi Anlayışı Benimsenmelidir:

         Lozan Antlaşması’nda olduğu gibi, diplomasi ve uluslararası iş birliği yöntemleri ön planda tutulacaktır. Bölgesel diyalog mekanizmaları oluşturularak gerilimin azaltılması sağlanacaktır.

         2.  Doğu Akdeniz’de Deniz Yetki Alanları ve Enerji Kaynaklarının Korunması

         a) MEB İlanı Yapılacaktır:

         Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki haklarını koruyacak şekilde Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) ilanı hızlandırılacaktır. Bu ilan uluslararası hukuka uygun şekilde yapılacaktır.

         b)   Yeni İş Birlikleri Kurulacaktır:

         Libya ile yapılan deniz yetki anlaşması gibi, Mısır ve İsrail gibi bölge ülkeleriyle de enerji kaynaklarını paylaşmaya yönelik karşılıklı fayda sağlayan anlaşmalar yapılacaktır.

         c)    Enerji Arama Faaliyetleri Artırılacaktır:

         Fatih, Yavuz ve Kanuni gibi sondaj gemilerinin etkinliği artırılacak, deniz altı enerji kaynaklarının bulunması ve işletilmesi hızlandırılacaktır.

         3.  Gayri Askeri Statüdeki Adalar Sorununun Çözümü

         a) Uluslararası Hukuk Çerçevesinde Mücadele Edilecektir:

         Lozan ve Paris Antlaşmaları temel alınarak, Yunanistan’ın adaları silahlandırma girişimleri uluslararası platformlara taşınacaktır. Türkiye’nin itirazları daha güçlü bir şekilde duyurulacaktır.

         b)   Askeri Hazırlık Güçlendirilecektir:

         Adaların silahlandırılmasına karşı Türkiye’nin kıyı savunma sistemleri güçlendirilecek ve gerektiğinde askeri müdahale seçeneği masada tutulacaktır.

         4.  Deniz Kuvvetlerinin Modernizasyonu

         a) Milli Savunma Sanayii Desteklenecektir:

         Deniz kuvvetleri için yerli üretim insansız deniz araçları (İDA), savaş gemileri ve denizaltı projeleri hızlandırılacaktır. Bu alanda “tam bağımsızlık” hedefi benimsenmelidir.

         b)   Tersane Kapasitesi Artırılacaktır:

         Türkiye’nin tersane kapasitesi genişletilecek ve kritik parçaların yerli üretimi desteklenecektir. Bu sayede dışa bağımlılık azaltılacaktır.

         5.  Diplomatik Girişimlerin Güçlendirilmesi

         a) Deniz Hukuku Stratejisi Belirlenecektir:

         Türkiye’nin taraf olmadığı 1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi çerçevesinde, ulusal çıkarlar göz önünde bulundurularak yeni bir diplomatik strateji oluşturulacaktır.

         b)   Uluslararası Kamuoyu Oluşturulacaktır:

         Türkiye’nin Mavi Vatan tezleri, uluslararası alanda bilimsel çalışmalar, konferanslar ve medya kampanyaları ile tanıtılacaktır.

         c)    Bölgesel İş Birliği Güçlendirilecektir:

         Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerle ortak çıkarlar doğrultusunda diyalog ve iş birliği geliştirilecektir.

         6.  Denizcilik Ekonomisinin Güçlendirilmesi

         a) Deniz Taşımacılığına Yatırım Yapılacaktır:

         Türkiye’nin lojistik avantajları kullanılarak, deniz taşımacılığı ve liman altyapısı geliştirilecektir. Türk bayraklı ticari gemilerin sayısı artırılacaktır.

         b)   Balıkçılık ve Deniz Turizmi Desteklenecektir:

         Deniz kaynaklarının sürdürülebilir şekilde kullanımı sağlanarak balıkçılık sektörü desteklenecek, deniz turizmi için yeni stratejiler geliştirilecektir.

         7.  KKTC’nin Haklarının Korunması

         a) KKTC’nin Tanınması İçin Çalışılacaktır:

         KKTC’nin uluslararası alanda tanınması için daha aktif bir dış politika izlenecektir. Türkiye’nin garantörlük hakları kararlılıkla savunulacaktır.

         b)   Kıbrıs Türklerinin Deniz Hakları Korunacaktır:

         KKTC’nin Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarına erişimi sağlanacak ve Rum Yönetimi’nin tek taraflı girişimlerine karşı etkin tedbirler alınacaktır.

         8.  Çevresel ve Ekolojik Koruma

         a) Deniz Kirliliği Önlenmelidir:

         Denizlerin temizliği için ulusal ve uluslararası iş birliğiyle kapsamlı projeler geliştirilecektir. Atatürk’ün çevreye duyarlı kalkınma vizyonu benimsenerek deniz ekosistemi korunacaktır.

         b)   Koruma Alanları Oluşturulacaktır:

         Türkiye’nin denizlerinde biyolojik çeşitliliği korumak amacıyla özel koruma bölgeleri ilan edilecektir.

         9.  Kamuoyu ve Eğitim Çalışmaları

         a) Halkın Farkındalığı Artırılacaktır:

         Mavi Vatan konsepti medya, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları aracılığıyla halka tanıtılacaktır.

         b)   Denizcilik Eğitimi Güçlendirilecektir:

         Mustafa Kemal Atatürk’ün “Denizciliği Türk’ün büyük ülküsü olarak düşünmeliyiz” sözünden hareketle, denizcilik alanında eğitim kurumları güçlendirilecek ve gençler bu alana yönlendirilecektir.

         b) DENİZLERİMİZDE SURİYE İLE ORTAK POLİTİKALAR

         A- Sorunlar

         1. Suriye’nin MEB İlanı ve Hukuki Belirsizlik

  • Suriye, 19 Kasım 2003 tarihinde BM’ye yaptığı bildirimle 12 deniz mili karasuları, 24 deniz mili bitişik bölge ve 200 deniz milini aşmayan MEB sınırını ilan etmiştir.
  • Ancak Suriye, bugüne kadar uluslararası anlaşmalarla bu sınırları netleştirmemiş ve kalıcı bir hukuki zemin oluşturmamıştır.

         2. Çakışan Deniz Yetki Alanları ve Gerilim

  • 24 Mart – 5 Ekim 2011 tarihlerinde Suriye tarafından düzenlenen petrol arama ihaleleri, Türkiye’nin deniz yetki alanları ile örtüşen bölgeleri kapsayarak gerilim yaratmıştır.
  • Türk hükümeti tarafından TPAO’ya 27 Nisan 2012 tarihinde verilen ruhsat sahaları, Suriye’nin ihale alanlarıyla çakışmış ve Türkiye bu durumu 27 Mart 2018 tarihli BM kıta sahanlığı mektubuyla açıklığa kavuşturmuştur.

         3.  Bölge Dışı Aktörlerin Müdahalesi 

  • Suriye’nin deniz yetki alanlarını netleştirmemesi, Rusya gibi bölge dışı aktörlerin müdahil olmasına zemin hazırlamıştır.
  • GKRY’nin tek taraflı ve Türkiye’yi dışlayan sözde MEB ilanı, Suriye’nin hak kaybı yaşamasına neden olmuştur.

         4.    Kıbrıs Adası’nın Coğrafi Konumu

  • Kıbrıs Adası’nın Karpaz Burnu, Türkiye ile Suriye arasındaki deniz yetki alanı sınırlandırmasını kesmemelidir. Bu durum, hem Türkiye’nin hem de Suriye’nin deniz haklarını sınırlamaktadır.

         B- Çözümler

  1. Hukuki ve Adil Bir Deniz Yetki Alanı Anlaşması Yapılacaktır

         Türkiye, Suriye ile uluslararası hukuka uygun bir Deniz Yetki Alanları Sınırlandırma Anlaşması imzalayacaktır. Bu anlaşma, iki ülkenin güvenlik ve ekonomik çıkarlarını koruyacak, Doğu Akdeniz’deki hakları güvence altına alacaktır.

         2.     Mavi Vatan İlkeleri ile Adil Bir Sınırlandırma Sağlanacaktır 

         Anlaşma, kapatmama ve coğrafyanın üstünlüğü ilkelerine dayanarak gerçekleştirilecektir. Karpaz Burnu’nun Türkiye ve Suriye ana karaları arasındaki deniz yetki alanını kesmesi engellenecek ve çevreleme (enclavement) ilkesi doğrultusunda hakkaniyete uygun bir sınırlandırma yapılacaktır.

         3.  Suriye’nin Hak Kaybı Önlenmiş Olacaktır

         Suriye, Türkiye ile yapacağı anlaşma sayesinde GKRY’nin önerdiği 8.775 km²’lik sözde MEB’e kıyasla %12,5 oranında daha fazla deniz alanına, yani toplamda 9.779 km²‘lik bir alana sahip olacaktır. Böylece Suriye’nin ekonomik çıkarları güvence altına alınmış olacaktır.

         4.  Türkiye’nin Mavi Vatan Hakları Korunacaktır

         GKRY’nin tek taraflı ve hukuksuz MEB ilanı geçersiz kılınacaktır. Bu sayede İskenderun Körfezi ile Suriye arasındaki Mavi Vatan sınırları tesis edilecek ve Doğu Akdeniz’deki haklar korunmuş olacaktır.

         5.  Hidrokarbon Kaynakları Hukuki Güvenceye Kavuşturulacaktır

         Deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasıyla, bölgede hidrokarbon kaynaklarının arama ve çıkarma faaliyetleri uluslararası hukuki güvence altına alınacaktır. Enerji kaynakları adil bir şekilde paylaşılacak ve bölgenin ekonomik kalkınmasına katkı sağlanacaktır.

         6.  Bölge Dışı Müdahaleler Bertaraf Edilecektir

         Türkiye ile Suriye arasındaki iş birliği sayesinde bölge dışı aktörlerin Doğu Akdeniz’deki hukuksuz müdahaleleri önlenecektir. Bu adım, bölgeye barış, huzur ve istikrar getirecektir.

         7.  İki Ülke İçin Kazan-Kazan Durumu Sağlanacaktır

         Türkiye-Suriye Deniz Yetki Alanları Anlaşması ile Suriye daha fazla deniz alanına kavuşacaktır. Türkiye ise Mavi Vatan sınırlarını güçlendirerek ulusal çıkarlarını güvence altına alacaktır.

         IV.  ULUSLARARASI EKONOMİK BASKILAR

         Türkiye’nin uluslararası ekonomik baskılarla karşılaştığı problemler hem ekonomik bağımlılıklardan hem de dış politikadaki gerilimlerden kaynaklanmaktadır.

         A-Sorunlar

         1.  Yaptırımlar ve Ekonomik Kısıtlamalar

  • Savunma Sanayisine Yönelik Yaptırımlar: S-400 savunma sistemi alımı nedeniyle ABD’nin CAATSA (Yaptırımlarla Mücadele Yasası) kapsamında Türkiye’ye uyguladığı kısıtlamalar, savunma sanayisinde kritik parça ve teknoloji teminini zorlaştırmıştır.
  • AB Yaptırımları ve Tehditleri: Doğu Akdeniz’deki enerji arama faaliyetleri nedeniyle Avrupa Birliği bünyesindeki bazı ülkelerin Türkiye’ye yönelik yaptırım tehdidi ve ekonomik iş birliğinin zayıflaması.

         2.  Döviz Bağımlılığı ve Finansal Baskılar

  • Yabancı Sermaye Akışının Zayıflaması: Dış politikadaki gerginlikler, ekonomik istikrarsızlık ve hukuk güvenliği konusundaki eleştiriler, Türkiye’ye yabancı yatırım girişini azaltmıştır.
  • Döviz Üzerinden Manipülasyon: Türkiye’nin yüksek dış borçlanma oranı ve döviz ihtiyacına bağlı olarak uluslararası piyasalarda spekülatif hareketlerin ekonomiye olumsuz etkileri.

         3.  Ticaret Anlaşmazlıkları ve Vergi Uygulamaları

  • ABD’nin Ek Vergileri: Çelik ve alüminyum ile başka ürünlerin ithalatına getirilen ek vergiler, Türkiye’nin ihracatını olumsuz etkilemiştir.
  • Serbest Ticaret Anlaşmalarındaki Engeller: Gümrük Birliği güncellemesindeki tıkanıklıklar ve AB ile serbest ticaret anlaşması imzalamış ülkelerin Türkiye ile ticareti sınırlandırması.

         4.  Uluslararası Finansal Kurumların Baskıları

  • IMF ve Kredi Derecelendirme Kuruluşları: Türkiye’nin ekonomik reformlarının yetersiz olduğu gerekçesiyle kredi derecelendirme kuruluşlarının verdiği düşük notlar, finansman maliyetlerini artırmaktadır.
  • Dış Borç Krizi Riski: Yüksek dış borç yükü ve dış finansmana bağımlılık, uluslararası finansal kuruluşların ekonomik reform taleplerine karşı Türkiye’nin manevra alanını daraltmaktadır.

         5.  Enerji Bağımlılığı ve Fiyat Baskıları

  • Yüksek Enerji İthalatı: Türkiye’nin enerji ihtiyacının büyük bir kısmını ithalatla karşılaması, küresel enerji fiyatlarındaki dalgalanmalardan olumsuz etkilenmesine yol açmaktadır.
  • Rusya ve Doğalgaz Bağımlılığı: Rusya’dan alınan doğalgazın yüksek oranı, Türkiye’nin enerji konusunda dışa bağımlılığını artırarak siyasi baskılara açık hâle getirmektedir.

         6.  Uluslararası Lobicilik Faaliyetleri

  • Ermeni Lobilerinin Ekonomik Baskıları: ABD ve diğer ülkelerdeki Ermeni lobilerinin Türkiye’ye yönelik ekonomik yaptırım çağrıları.
  • Yunan ve GKRY Lobilerinin Doğu Akdeniz Baskıları: Enerji kaynakları ve deniz yetki alanları konusunda Türkiye’ye karşı yürütülen ekonomik ve diplomatik kampanyalar.

         7.  İhracatta Engeller ve Rekabet Sorunları

  • Tarım ve Sanayi Ürünlerine Kota Uygulamaları: Uluslararası Ülkeler ve kuruluşlarda Türk ürünlerine yönelik korumacı politikalar ve kotalar, ihracat potansiyelini sınırlamaktadır.
  • Teknoloji ve Araştırma Alanında Ambargolar: Savunma ve teknoloji alanında ihtiyaç duyulan kritik ürünlerin tedarikinde karşılaşılan ambargolar.

         8.  Bölgesel ve Küresel Rekabet

  • Doğu Akdeniz’deki Enerji Rekabeti: Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarına erişimini engellemek için bazı bölgesel ve küresel aktörlerin uyguladığı ekonomik ve diplomatik baskılar.
  • Küresel Tedarik Zinciri Sorunları: Pandemi sonrası değişen küresel ticaret dengeleri ve Türkiye’nin bu süreçte daha az fayda sağlaması.

         9.  Fikri ve Sınai Mülkiyet ve Teknoloji Transferi Engelleri

  • Teknoloji Bağımlılığı: Türkiye’nin ileri teknolojiye erişim konusunda dışa bağımlı olması, ekonomik bağımsızlığını sınırlamaktadır.
  • Marka, Patent ve Lisans Sorunları: Kritik teknolojilerin lisans hakları ile marka ve patentler üzerinden Türkiye’ye yönelik sınırlamalar.

         Bu sorunlar, Türkiye’nin uluslararası arenadaki ekonomik gücünü azaltmakta ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerini zorlaştırmaktadır.

         B- Çözümler

         1.  Yaptırımlar ve Ekonomik Kısıtlamalar

  • Ulusal Savunma ve Ekonomik Bağımsızlık Güçlendirilecektir: Atatürk’ün “Ekonomi Modeli” esas alınarak ve İzmir İktisat Kongresi kararları çerçevesinde Türkiye, savunma sanayini yerli ve milli üretimle güçlendirecek, dışa bağımlılığı azaltılacaktır. Dışa bağımlılığın engellenmesi için stratejik yatırımlar yapılacaktır.
  • Dış İlişkilerde Barışçıl Diplomasi İzlenecektir: Türkiye, ekonomik yaptırımlar ve kısıtlamalara karşı uluslararası düzeyde barışçıl diyalog yollarını kullanacak, global ticaretin serbestleşmesi için diplomatik çabalarını artıracaktır.

         2.  Döviz Bağımlılığı ve Finansal Baskılar

  • Yerli Para Birimi Kullanımı Teşvik Edilecektir: Türkiye, döviz bağımlılığını azaltmak amacıyla ulusal para biriminin ticaret ve finansal işlemlerde daha fazla kullanılmasını teşvik edecektir. İzmir İktisat Kongresi anlayışından ilham alarak yerli ve milli paraların kullanımı artırılacak, dövizle yapılan ticaretin oranı düşürülecektir.
  • Finansal İstikrar İçin Ekonomik Reformlar Yapılacaktır: Atatürk’ün ekonomik bağımsızlık anlayışına paralel olarak Türkiye, ulusal ekonomik yapısını sağlam temeller üzerine kuracak, döviz ve finansal baskılara karşı daha dirençli hâle

         3.  Ticaret Anlaşmazlıkları ve Vergi Uygulamaları

  • Korumacılığa Karşı Uluslararası Ticaretin Geliştirilmesi Sağlanacaktır: Atatürk’ün dış ticaretin serbestleşmesine yönelik vizyonu doğrultusunda, Türkiye dış ticarette serbest piyasa koşullarına uygun bir strateji izleyecek ve global ticaretin özgürleşmesi için çalışmalar yapacaktır.
  • Karşılıklı Ekonomik İş Birlikleri Kurulacaktır: Türkiye, uluslararası ticaret anlaşmazlıklarında hukukun üstünlüğüne dayalı çözümler arayacak, Atatürk’ün Ekonomi Modeli anlayışı çerçevesinde karşılıklı çıkarları gözeten ekonomik iş birlikleri geliştirecektir.

         4.  Uluslararası Finansal Kurumların Baskıları

  • Bağımsız Ekonomik Politikalara Yatırım Yapılacaktır: Türkiye, dış borçlanma yerine yerli kaynakları kullanarak ulusal kalkınmayı teşvik Atatürk’ün ekonomik modeli (İktisadi Misak-ı Milli) bağımsızlık ilkesine uygun olarak finansal kaynaklar yerli ve milli kalkınma projelerine yönlendirilerek dış finansman baskıları azaltılacaktır.
  • Uluslararası Ekonomik Yapılara Alternatifler Geliştirilecektir: Türkiye, küresel finansal kuruluşlarla ilişkilerini düzenleyerek, finansal istikrarı ve bağımsızlığı güvence altına alacak stratejiler geliştirecektir.

         5.  Enerji Bağımlılığı ve Fiyat Baskıları

  • Enerji Bağımsızlığı İçin Yerli Kaynaklar Kullanılacaktır: Türkiye yerli enerji üretimini artıracak ve yenilenebilir enerji projelerine yatırımlarını hızlandıracaktır. Enerji bağımsızlığı hedefi doğrultusunda, dışa bağımlılık minimuma indirilecektir.
  • Enerji Diplomasisi Güçlendirilecektir: Türkiye, bölgesel enerji iş birliğine dayalı olarak enerji kaynakları üzerindeki baskılarla mücadele etmek için diplomatik kanalları daha etkili kullanacaktır. Bununla ilgili Dışi şleri Bakanlığı’nda özel bir birim oluşturulacaktır.

         6.  Uluslararası Lobicilik Faaliyetleri

  • Karşı Lobiciliğe Karşı Etkin Diplomasi: Türkiye, Ermeni lobisi gibi olumsuz dış baskılarla mücadele etmek için güçlü bir diplomasi stratejisi geliştirecek ve küresel arenada daha etkin bir temsil sağlamak için uluslararası iş birliklerini güçlendirecektir.
  • Kültürel Diplomasi ve Ekonomik İş Birlikleri Güçlendirilecektir: Türkiye, kültürel ve ekonomik ilişkilerini ön plana çıkararak, uluslararası arenada ekonomik ve siyasi çıkarlarını daha etkin savunacaktır.

         7.  İhracatta Engeller ve Rekabet Sorunları

  • İhracatın Çeşitlendirilmesi ve Yenilikçi Ürünlere Yatırım Yapılacaktır: Türkiye, ihracatını çeşitlendirerek, dışa bağımlılığı azaltacaktır. Yeni teknolojiler, katma değerli ürünler ve ihracat pazarlarının çeşitlendirilmesi teşvik
  • Ulusal Üretim Gücü Artırılacaktır: Atatürk’ün milli üretim ve kalkınma ilkesi doğrultusunda, Türkiye yerli sanayisini güçlendirecek, dış pazarlarla rekabet edebilecek teknoloji ve ürünler üretecektir.

         8.  Bölgesel ve Küresel Rekabet

  • Bölgesel Ekonomik İş Birlikleri Güçlendirilecektir: Türkiye, komşu ülkelerle bölgesel ticaret anlaşmalarını artırarak, “Yurtta Barış, Cihanda Barış” anlayışıyla ekonomik rekabetten kazanç elde edecektir.
  • Küresel Tedarik Zincirine Etkin Katılım Sağlanacaktır: Türkiye, küresel tedarik zincirlerinde daha fazla yer alarak, ekonomik olarak dışa bağımlılığını azaltacak ve rekabet gücünü artıracaktır.

         9.  Marka, Fikrî ve Sınaî Mülkiyet ile Teknoloji Transferindeki Engeller

  • Yerli Teknoloji ve Yenilikçilik (İnovasyon) Teşvik Edilecektir: Yerli teknolojilerin geliştirilmesi için Ar-Ge yatırımları artırılacak, küresel teknoloji transferi engellerine karşı daha güçlü bir yerli teknoloji altyapısı kurulacaktır.
  • Milli Ticaret ve Teknoloji Politikaları Birleştirilecektir: Türkiye sanayi, ticaret, tarım ve tüm teknoloji alanında kendi kendine yeterli hâle gelmek için yerli ve milli projeleri yeni teknolojilerle uygulamaya koyacaktır.

         10.  Su ve Kaynak Yönetimi

  • Su Kaynakları Yönetimi Uluslararası İş Birlikleriyle Sağlanacaktır: Türkiye, bölgesel su sorunlarını çözmek için komşularıyla iş birliği yapacak ve su kaynaklarını sürdürülebilir bir şekilde yönetecektir.
  • Çevre Dostu Kalkınma Politikaları Uygulanacaktır: Atatürk’ün çevreye verdiği önemin izinden gidilerek, ülkemizin çevre dostu ve sürdürülebilir kalkınma politikalarıyla uluslararası baskılara karşı dayanıklılığı artırılacaktır.

         Bu çözümler, Atatürk’ün bağımsızlık, milli egemenlik, yerli üretim ve barışçıl diplomasi ilkelerine dayalı olarak, Türkiye’nin uluslararası ekonomik baskılara karşı güçlü, bağımsız ve sürdürülebilir bir ekonomik yapıya sahip olmasını hedeflemektedir.

V.  TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ

         A- Sorunlar

         1.  Personel Sorunları

         a) Askeri Personel Eksikliği

         TSK, nitelikli askeri personel bulmak ve mevcut personeli elde tutmakta zorluklar yaşayabilmektedir. Özellikle profesyonel orduya geçiş süreci, hem eğitimli hem de uzun vadeli görev yapabilecek personel ihtiyacını artırmaktadır. Ayrıca, askerlik mesleğinin gençler arasında cazibesinin azalması, bu sorunu daha da derinleştirmektedir.

         b)   Profesyonelleşme Eksikliği

         Zorunlu askerlik sistemi, modern ordulara kıyasla daha az esneklik sunmaktadır. Operasyonel ihtiyaçlara uygun uzman birliklerin eksikliği, tam profesyonelleşme sürecini zorunlu hâle getirmektedir.

         c)    Psikolojik Destek Eksikliği

         Operasyonlar sırasında ve sonrasında, askerlerin psikolojik sağlıklarının korunması için yeterli destek mekanizması bulunmamaktadır. Bu durum, özellikle uzun süreli operasyonlarda moral ve motivasyonu olumsuz etkilemektedir.

         2.  Teknoloji ve Modernizasyon Sorunları

         a) Yerli Savunma Sanayii Eksiklikleri

         Türkiye, son yıllarda savunma sanayisinde önemli ilerlemeler kaydetse de, kritik teknolojilerde dışa bağımlılık devam etmektedir. Özellikle motor teknolojileri, radar sistemleri ve elektronik harp ekipmanlarında yetersizlikler dikkat çekmektedir.

         b)   Siber Güvenlik Zayıflıkları

         Modern savaşların dijitalleşmesiyle birlikte, TSK’nın siber savunma kapasitesi kendi ağ ve yazılım dili bakımından yetersizdir. Siber saldırılara karşı etkili bir savunma mekanizmasının bağımız ve milli olmamasından dolayı, ulusal güvenliğin teknolojik açıdan dışa bağımlı olması nedeniyle risk arz etmektedir.

         3.  Operasyonel Sorunlar

         a) Asimetrik Tehditler

         PKK ve benzeri terör örgütlerine karşı mücadele, geleneksel ordu yapılarına uyum sağlamayan asimetrik bir tehdit oluşturmaktadır. Bu durum, stratejik ve taktiksel birtakım zorluklar yaratmaktadır.

         b)   Yurt Dışı Operasyonların Yükü

         Suriye, Irak ve Libya gibi bölgelerde yürütülen uzun süreli operasyonlar, hem lojistik hem de insan kaynağı açısından büyük bir yük oluşturmaktadır. Ayrıca bu operasyonlar, uluslararası ilişkilerde de siyasî baskılara yol açabilir.

         c)    İstihbarat Zayıflıkları

         Operasyonel etkinlik için gereken istihbaratın zamanında ve doğru şekilde sağlanmasında eksiklikler bulunmaktadır. İç istihbarat ile dış istihbarat arasında yeterli koordinasyon sağlanamamaktadır.

         4.  Lojistik ve İkmal Sorunları

         a) Lojistik Yönetimi ve Malzeme Eksikliği

         Operasyonel bölgelerde lojistik altyapının yetersiz kalması, özellikle uzun süreli operasyonlarda sorunlara yol açmaktadır. Askerlerin ihtiyaç duyduğu malzemeler zamanında ulaştırılamamaktadır.

         b)   Bakım ve Onarım Yetersizliği

         Mevcut silah ve teçhizatın düzenli bakımının yapılamaması, kullanım ömürlerini kısaltmaktadır. Yedek parça teminindeki gecikmeler de operasyonel hazırlığı olumsuz etkilemektedir.

         5.  Eğitim ve Doktrin Sorunları

         a) Modern Eğitim Eksikliği

         Askeri eğitimler, hızla değişen teknolojiye uyum sağlayamamaktadır. Yeni nesil tehditlerle mücadele için daha modern ve teknoloji tabanlı eğitim yöntemlerine ihtiyaç vardır.

         b)   Uluslararası Hukuk ve Etik Eğitim Eksikliği

         Özellikle yurt dışı operasyonlarda sivillerin korunması ve insancıl hukuk konularında eğitim eksiklikleri, uluslararası alanda eleştirilere neden olabilmektedir.

         6.  Bürokratik ve Yönetimsel Sorunlar

         a) Komuta Zincirindeki Sorunlar

         Sivil-asker ilişkilerindeki gerilimler, komuta zincirini karmaşıklaştırabilir ve karar alma süreçlerini yavaşlatabilir.

         b)   Yönetim ve Şeffaflık Eksiklikleri

         TSK’nin iç yönetim süreçlerinde opsiyonel bazı durumlarda şeffaflık eksikliği, halkın güvenini zedeleyebilmektedir. Ayrıca, etkin bir denetim mekanizmasının olmaması da sorun yaratmaktadır.

         7.  Siyasî ve Stratejik Sorunlar

         a) NATO ve Uluslararası Uyumsuzluklar

         NATO üyesi ülkeler yalnızca kendi çıkarlarına göre kararlar aldığı için ittifak içindeki etkinliğimiz sınırlanmaktadır.

         b)   Ambargolar ve Dış Baskılar

         Türkiye’nin savunma sanayisinde bazı ülkeler tarafından uygulanan ambargolar, kritik projelerin hayata geçirilmesini zorlaştırmaktadır.

         c)    Jeopolitik Hedeflerin Belirsizliği

         Türkiye’nin jeopolitik stratejisinde netlik ve istikrarın olmaması, uzun vadeli hedeflerin belirlenmesini zorlaştırmaktadır.

         8.  Ekonomik Sorunlar

         a) Bütçe Yetersizliği

         Savunma bütçesi, operasyonel ihtiyaçları karşılamada yetersiz kalabilir. Özellikle modernizasyon projelerinde kaynak eksikliği sorun yaratmaktadır.

         b)   Kaynak İsrafı

         Etkin planlama yapılmadığında, kaynaklar verimsiz kullanılabilmektedir.

         9.  Toplumla İletişim Sorunları

         a) Asker-Sivil İlişkilerindeki Kopukluklar

         Halkın TSK’ye olan güveni yüksek olsa da toplumla daha iyi bir iletişim mekanizması kurulması gereklidir.

         b)   Medya Yönetimindeki Eksiklikler

         Operasyonların kamuoyuna doğru şekilde ve konunun uzmanları haricinde popülaritesi yüksek kişilerce uygunsuz anlatılması, yanlış anlaşılmalara ve gereksiz tartışmalara yol açmaktadır.

         B- Çözümler

         1.  Personel Sorunları Çözümleri

         a) Askeri Personel Eksikliği:

         Askeri Liseler yeniden açılacaktır. Yapısı genişletilip, Cumhuriyetimize ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı yepyeni bir nesil kuruluş ayarlarındaki esaslara döndürülecektir. Nitelikli personel bulmak için askeri okullarda yeni burs ve teşvik programları oluşturulacaktır. Askerlik mesleği cazip hale getirilerek gençler arasında ilgiyi artırmak için sosyal haklar genişletilecektir.

         b)   Profesyonelleşme Eksikliği:

         Tam profesyonel bir orduya geçiş için zorunlu askerlik sistemi çağdaşlaştırılacaktır. Uzmanlık alanlarına göre özel birlikler kurulacaktır.

         c)    Psikolojik Destek Eksikliği:

         Operasyon sonrası askerler için psikolojik destek hizmetleri yaygınlaştırılacaktır. Her birliğe rûh sağlığı uzmanları atanacak ve düzenli olarak aileleri ile birlikte moral destek eğitimleri verilecektir.

         2.  Teknoloji ve Modernizasyon Çözümleri

         a) Yerli Savunma Sanayii Eksiklikleri:

         Savunma sanayiinde dışa bağımlılığı azaltmak için yerli üretime yönelik Ar-Ge yatırımları artırılacaktır. Kritik bileşenlerin yerli üretimi için özel projeler başlatılacaktır.

         b)    Siber Güvenlik Zayıflıkları:

         Siber tehditlere karşı özel bir siber güvenlik birimi oluşturulacaktır. TSK bünyesinde sürekli eğitim alan ve güncel tehditlere karşı hazırlıklı bir siber savunma ekibi kurulacaktır.

         c)    Dijitalleşme ve Yapay Zeka Kullanımı:

         Yapay zeka, büyük veri ve robotik teknolojiler, operasyonel süreçlere entegre edilecektir. Eğitim simülasyonları ve lojistik planlamada yapay zeka kullanılacaktır.

         3.  Operasyonel Sorunlar Çözümleri

         a) Asimetrik Tehditler:

         Asimetrik tehditlere karşı özel operasyon birlikleri eğitilecektir. Bu birlikler, mobilize olma ve hızlı müdahale konularında uzmanlaştırılacaktır.

         b)   Yurt Dışı Operasyonların Yükü:

         Yurt dışı operasyonların sürdürülebilirliği için lojistik altyapı geliştirilecektir. İkmal zincirleri güçlendirilerek askerlerin ihtiyaçları anında karşılanacaktır.

         c)    İstihbarat Zayıflıkları:

         İstihbarat birimleri yeniden yapılandırılarak daha etkin bir koordinasyon sistemi oluşturulacaktır. Modern istihbarat araçlarıyla veri toplama ve analiz süreçleri geliştirilecektir.

         4.  Lojistik ve İkmal Sorunları Çözümleri

         a) Lojistik Yönetimi ve Malzeme Eksikliği:

         Operasyonel bölgelerde lojistik üsler kurulacaktır. Malzeme ve ekipman tedariki için yerli üretim kaynaklarına öncelik verilecektir.

         b)   Bakım ve Onarım Yetersizliği:

         Mevcut silah ve araçların bakım ve onarım süreçleri dijital sistemlerle takip edilecektir. Yedek parça tedarik zinciri hızlandırılarak aksaklıklar giderilecektir.

         5.  Eğitim ve Doktrin Sorunları Çözümleri

         a) Modern Eğitim Eksikliği:

         Askeri eğitim programları teknoloji tabanlı hâle getirilecektir. Sanal gerçeklik ve simülasyonlarla eğitim süreleri ve kalitesi artırılacaktır.

         b)   Uluslararası Hukuk ve Etik Eğitim Eksikliği:

         Sivillerin korunması ve uluslararası hukuk konularında eğitim programları genişletilecektir. Bu eğitimler zorunlu hâle getirilecektir.

         6.  Bürokratik ve Yönetimsel Sorunların Çözümleri

         a) Komuta Zincirindeki Sorunlar:

         Komuta zincirindeki hiyerarşik sorunlar giderilecektir. Karar alma süreçleri hızlandırılarak daha dinamik bir yönetim modeli benimsenecektir.

         b)   Yönetim ve Şeffaflık Eksiklikleri:

         TSK’nin faaliyetleri toplumu ilgilendiren konularda düzenli olarak kamuoyuyla paylaşılacaktır. İç denetim mekanizmaları güçlendirilerek hesap verebilirlik artırılacaktır.

         7.  Siyasi ve Stratejik Sorunların Çözümleri

         a) NATO ve Uluslararası Uyumsuzluklar:

         NATO üyesi ülkeler ile diplomatik ilişkiler askeri düzeyde de istikrarlı olarak kurulup müttefiklerle daha güçlü iş birliği yapılacaktır.

         b)   Ambargolar ve Dış Baskılar:

         Ambargolara karşı alternatif tedarik yolları oluşturulacaktır. Yerli üretim ve bölgesel iş birlikleri artırılacaktır.

         c)    Jeopolitik Hedeflerin Belirsizliği:

         Türkiye’nin uzun vadeli jeopolitik stratejisi netleştirilerek, buna uygun bir savunma planı oluşturulacaktır.

         8.  Ekonomik Sorunların Çözümleri

         a) Bütçe Yetersizliği:

         Savunma bütçesi artırılacaktır. Kaynak kullanımında verimlilik sağlanarak tasarruf planları devreye alınacaktır.

          b)   Kaynak İsrafı:

         Kaynakların etkin kullanımı için dijital izleme ve değerlendirme sistemleri kurulacaktır.

         9.  Toplumla İletişim Sorunlarının Çözümleri

         a) Asker-Sivil İlişkilerindeki Kopukluklar:

         TSK ve halk arasındaki bağı güçlendirmek için iletişim kampanyaları düzenlenecektir. Sivil toplum kuruluşlarıyla daha sıkı iş birliği yapılacaktır.

         b)   Medya Yönetimindeki Eksiklikler:

         TSK’nin operasyonel faaliyetleri hakkında düzenli bilgilendirme yapılacaktır. Basın açıklamalarıyla kamuoyunda doğru algı oluşturulacaktır.